Thread Rating:
  • 0 Vote(s) - 0 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Ümmü Süleym (r.a.) Ensarın Seçkin Hanımlarından
#1
Dini-1 


Ensarın Seçkin Hanımlarından:
Ümmü Süleym (r.a.)



Bitmek bilmeyen savaşlarla yıkık dökük bir harabeye dönen Yesrib şehrinin sakinleri düşmanlıklardan, çatışmalardan ve Yahudilerin oyunlarından usanmıştı. Huzura susamış gönüller biçare beklerken içlerinden bazıları, şehrin kasvetini dağıtmakla kalmayıp gönül hanelerini de aydınlatacak bir kurtarıcının geldiğini anlamışlardı. Onlar, Resûlullah’ı görmeden ona inanmış, gönüllerini onun getirdiği hidayete açmış Yesrib’deki ilk Müslümanlardı. Onlar, kötüleme, bozma, karışıklık anlamındaki “Yesrib” ismiyle müsemma bu beldenin, iman nuruyla “Medinetü’r-Resûl” ismini alarak medeniyetin beşiği haline gelmesine vesile olacak müminlerin öncüleriydi. Hazrec kabilesinin Neccaroğulları soyundan gelen Milhân kızı Rümeysâ da onlardan biriydi.
Rümeysâ, “Ümmü Süleym” künyesiyle anılıyordu. Müşrik olan eşi Mâlik ne derse desin, o hakikati bulmuş, Resûlullah’ın davetine uymuştu. Biricik yavrusunun da bu yolda olmasını arzuluyor, ona kelime-i tevhidi telkin ediyordu. Bu duruma razı olmayan eşinin vefatıyla Ümmü Süleym’in hayatına yön veren tek şey imanı olmuştu. Çevresindeki pek çok hanımın asla reddetmeyeceği Ebû Talha’nın evlilik teklifini, Müslüman olmadığı için kabul etmemişti. Emsalleri, evlenirken alacakları mehrin meblağı konusunda tartışadursun o, talibinin Müslümanlığı kabul etmesini kendisi için mehir olarak kâfi görmüştü. Böylelikle Ebû Talha gibi bir yiğidin şirk bataklığından kurtulup İslam’la şereflenmesine; gazalarda Resûlullah’a bedenini siper edip dillere destan mülkünü Allah yolunda hibe edecek kadar ihlaslı, türlü hizmetleriyle ashabın seçkin isimleri arasında yerini alan örnek bir mümin olmasına vesile olmuştu.
Sadece eşi Ebû Talha’nın değil, oğlu Enes’in de hak yolunda inananlara önderlik eden güzide bir sahabi olmasının yolunu açmıştı Ümmü Süleym. Zira Allah’ın Sevgili Elçisi hicret ettiğinde Medineli hanımlar ona hediyeler takdim ederken o, en değerli varlığını, on yaşındaki biricik oğlu Enes’i götürmüştü yanında. Resûl’ün hizmetinde bulunsun ve onun yolunda yetişsin diye yavrusunu ona teslim etmişti. Bu sayede Hz. Peygamber’in terbiyesinde büyüyen Enes b. Mâlik, on yıl ona hizmet etmekle kalmayacak, nebevi mirasın nesiller sonrasına aktarılmasında da önemli rol üstlenecekti.
Medine’de, başta Allah’a şirk koşmamak olmak üzere İslam’ın temel kaidelerine sımsıkı sarılacağına dair Resûlullah’a biat ederek imanını perçinleyen Ümmü Süleym, her daim verdiği bu sözün gereklerine uygun bir yaşam sürdü. Onun hayatı, Allah ve Resûlü’nü dünyadaki her şeyden çok sevmenin nişaneleriyle doluydu âdeta. Yuvasını iman üzere kurarak bir evladını Allah yoluna adayan bu mümin hanımefendi, ikinci oğlu Ebû Umeyr’in vefatını tam bir teslimiyetle karşılamıştı. Kendi acısını bir kenara bırakarak eşi Ebû Talha’yı teselli sadedinde sarf ettiği şu sözler oldukça manidardı: “Birinden ödünç bir şey alan kimse aldığı şey geri istenince onu vermeyip yanında alıkoyabilir mi?” Ölünün ardından saçını başını dağıtarak, bağıra çağıra günlerce ağıt yakmayı öngören cahiliye geleneğinden gelen bir insanın dilinden dökülen bu sözler, “alanın da verenin de Allah olduğu” inancını içselleştirmenin ne demek olduğunu gösteriyordu o zamandan bu zamana tüm “inandık” diyenlere. İslam’ı daha iyi yaşamak adına Hz. Peygamber’e en mahrem konularda bile soru soran Ümmü Süleym, inananların aydınlatılmasına vesile olmuş; dini uğruna hiçbir fedakârlıktan geri durmamıştı. Zorlu Uhud Savaşı’nda sırtında taşıdığı su tulumuyla koşuşturup yaralılara su dağıtmış, Resûlullah ile birlikte başka gazalara da katılarak fedakârlık örnekleri sergilemişti.
Resûl’e duyduğu hürmet ve muhabbetle de meşhur olmuştu Ümmü Süleym. Onun yastığa dökülen saçlarını toplamış, terini bir koku şişesinde biriktirmiş, su içtiği tulumun ağzına değen kısmını da kesip saklamıştı. Resûlullah Efendimizin nezdinde de onun ayrı bir yeri vardı. O, aynı zamanda süt teyzesi olan bu hanımın evini sık sık ziyaret eder, ona hayır duada bulunurdu. Kendisini aylarca hüzne boğan Bi’ri Maûne olayında şehit düşen sahabilerden Harâm b. Milhân’ın kardeşi olduğu için ona daha çok merhamet besleyen Hz. Peygamber, sahabe arasında dindarlığı, zekâsı ve hizmetleriyle temayüz eden bu hanım hakkında şu müjdeyi vermişti: “Rüyamda kendimi cennete girmiş gördüm, orada Ebû Talha’nın hanımı Ümmü Süleym ile karşılaştım.” (Buhârî, Fedâilü ashâbi’n-nebî, 6)

Kaynak :

Sahabe Hatiralari (Diyanet Yayinlari)
Elif ERDEM

Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)