Thread Rating:
  • 2 Vote(s) - 4 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Sözün En Güzeline Talip Olmak
#1
Dini-1 
Sözün En Güzeline Talip Olmak

أَلَمْ تَرَ كَيْفَ ضَرَبَ ٱللَّهُ مَثَلًا كَلِمَةً طَيِّبَةً كَشَجَرَةٍ طَيِّبَةٍ أَصْلُهَا ثَابِتٌ وَفَرْعُهَا فِى ٱلسَّمَآءِ
تُؤْتِىٓ أُكُلَهَا كُلَّ حِينٍۭ بِإِذْنِ رَبِّهَا ۗ وَيَضْرِبُ ٱللَّهُ ٱلْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ

E lem tere keyfe daraballâhu meselen kelimeten tayyibeten ke şeceretin tayyibetin asluhâ sâbitun ve fer’uhâ fis semâ(semâi)
Tu’tî ukulehâ kulle hînin bi izni rabbihâ, ve yadrıbullâhul emsâle lin nâsi leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne).


“Allah’ın nasıl bir misal getirdiğini görmedin mi? Güzel sözü kökü sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaca benzetti. O ağaç, Rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara böyle misaller getirmektedir.”

(İbrahim, 14/24-25.)

En güzel surette yaratılan insan, Yüce Allah’ın kendisine bahşettiği sayısız nimetler ve özellikler sayesinde seçkin ve değerli bir varlık olmuştur. El, ayak, göz ve kulak gibi uzuvlar yanında konuşma yeteneğine de sahip olması insanı diğer varlıklardan farklı kılan en temel özelliklerdendir. İnsanın sahip olduğu konuşma yeteneği aynı zamanda bir sorumluluk alanı da oluşturmaktadır insan için. İnkârın yanında iman ve ikrarın da sözlü olarak ifade edilmesi, insani sorumluluğun daha başında konuşma yeteneğinin önemi ve değerinin bir göstergesidir. Zira insan, yapıp ettiklerinden, yapmayıp terk ettiklerinden sorumlu olduğu gibi sözlerinden ve konuşmalarından da sorumludur. Bu bağlamda insan, toplumsal yaşamında, aile hayatında, insanları irşat etme ve yönlendirmede etkili ve güzel konuşma, yumuşak sözlü olma, içerisinde yalan ve aldatmanın bulunmadığı doğru ve sağlam konuşma gibi hususlarda Yüce Allah tarafından yönlendirilmektedir. (Bakara, 2/235; Nisa, 4/5, 9, 63; İsra, 17/23, 28; Taha, 20/44.)

Etkili ve güzel konuşmanın insanlar üzerinde tesir ettiği, istenilen sonuca ulaşmada oldukça önemli olduğu bilinen bir husustur. Kültürümüzde, “Tatlı dil, yılanı deliğinden çıkarır.” şeklinde formüle edilen bu hakikat, güzel sözün etkisi ve sonuçlarına işaret eder. Yukarıda meali verilen ayette Yüce Allah’ın güzel sözü kökü sağlam ve sabit, dalları göğe uzanan ve her zaman meyve veren bir ağaca benzetmesi sözün önemini ve değerini göstermesi adına dikkat çekicidir. Ayette zikredilen “güzel söz” kelime-i tevhid, Kur’an, sağlam inanç (Matüridi, Te’vilatü Ehli’s-Sünne, 6/387; Zemahşeri, el-Keşşaf, 2/553.) gibi manalar yanında daha genel anlamda “doğru, güzel ve hayırlı söz” olarak da anlaşılabilir. (Şevkani, Fethu’l-Kadir, 3/127.) Nihayetinde, nasıl ki güzel, sağlıklı ve bakımlı bir ağaç vereceği meyve ile faydalı olursa sağlam bir imana sahip olan, Kur’an’ın rehberliğinde yürüyen, doğru sözlü olan, güzel ve faydalı şeyler konuşan insan da bütün bunların karşılığını en güzel şekilde alacaktır.

“Söylenenleri dinleyip de en güzeline uyan” (Zümer, 39/18.) ve “boş söz işittikleri zaman ondan yüz çevirenler” (Kasas, 28/55.) Kur’an’da övülen ve Yüce Allah’ın müjdelerine nail olacak kişilerdir. Dilinden Kur’an’ı, zikir, şükür ve duayı eksik etmeyenler dilini, sözünü, kelamını süslediği ve koruduğu gibi kalbini, gönlünü ve ruhunu da korumuş ve güzelleştirmiş olacaklardır. Bu güzelliğin ise onun hayatına, yaşantısına ve amellerine sirayet edeceği muhakkaktır. Nihayetinde bu özellikleri onun ahirette de kurtuluşuna vesile olacaktır.

Yalan konuşmayan (Hac, 22/30.), yalancı şahitlik yapmayan (Furkan, 25/72.) kimseler Kur’an’da övülen, konuşma adabına ve ahlakına sahip olan kimselerdir. Dürüstlük ve doğruluğun önemli göstergelerinden olan doğru sözlülük hem Allah katında hem de insanlar arasında kişiye değer katan bir erdemdir. Buna mukabil, yalana kulak vermek (Maide, 5/41-42.), gıybet etmek (Hucurat, 49/12.), iftira atmak (Nur, 24/11.) Kur’an’da eleştirilen kötü huylar olduğu gibi haksızlığı otaya çıkarmak, zulme engel olmak gibi durumlar dışında kötü sözün açığa vurulmasını da Yüce Allah sevmez. (Nisa, 4/148.) Zira Kur’an’da güzel söz, meyve veren güzel bir ağaca benzetildiği gibi bunun mukabili olan kötü, çirkin ve asılsız söz de kökleri sökülmüş, ayakta dahi duramayan kötü bir ağaca benzetilmektedir. (İbrahim, 14/26.) “Böyle bir ağaç nasıl meyve vermezse ve kuruyup yok olmaya mahkûmsa kötü söz de o şekilde sonuçsuz kalmaya mahkûmdur; ayrıca insanın hem dünyada hem de ahirette felaketlere sürüklenmesine sebep olur.” (Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, c. 3 s.315-316.)

O hâlde, başta iman ve ikrar, kelime-i tevhid, kelime-i şehadet ve Kur’an gibi dinî değerlerin okunması ve söylenmesi yanında hayatımızın her alanında güzel ve doğru sözlü olmak, sözün en güzeline talip ve tabi olmak, Müslüman kimliğimizin temel özelliklerindendir. Kendi aleyhine, anne babası ve ailesi aleyhine de olsa doğruluktan, doğru konuşmaktan ayrılmayan, her ne sebeple olursa olsun yalana ve yalanla iş yapmaya kalkışmayan Müslüman bu yönüyle örnek olacak, örnek alınacaktır. Anne babasının yalan konuşmadığını, kötü söz söylemediğini gören bir çocuk; öğretmeninin nasihat dolu, yönlendirici ve yol gösterici sözlerine tanık olan bir öğrenci onları örnek alacaktır kendine. Bu, aynı zamanda konuşma adabına ve ahlakına sahip olma hususunda da bizlere bir sorumluk yüklemektedir. Zira Müslüman sadece kendisinden sorumlu değildir.

Yüce Allah, Hz. Musa ve Hz. Harun’u kendisini hak ve hakikate çağırmak üzere Firavun’a gönderirken “Yine de ona söyleyeceklerinizi yumuşak bir üslupla söyleyin, ola ki aklını başına toplar veya içine bir korku düşer.” (Taha, 20/44.) buyurduğu üzere, insanlara rehberlik ederken, yol gösterirken, onları irşat ederken nasıl bir dil ve üslup kullanmamız gerektiğini öğretmektedir bizlere. Aslında bu, hayatın her alanında takınılması gereken bir tavır olmakla birlikte özellikle insanlara dinî hakikatleri anlatmaya çalışanların, hakkı ve sabrı tavsiye edenlerin daha da özen göstermesi gereken bir husustur. Nefret ettirmek yerine sevdirmek, dışlamak yerine kucaklamak, git demek yerine gel diyebilmek yaptığımız çağrının etkili olmasında oldukça önemlidir. Anlattığımız şeyin doğru ve hakikat olması gerektiği gibi takındığımız tavrın, kullandığımız üslubun da güzel olması gereklidir. Bu bağlamda, sözün gücünün ve etkisinin veciz bir ifadesi olan Yunus Emre’nin şu dizelerini tekrar hatırlamakta fayda vardır:

Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı

Söz ola ağılı aşı, bal ile yağ ede bir söz.

Dr. Bayram KÖSEOĞLU
DİB Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)