Thread Rating:
  • 8 Vote(s) - 3 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Kısa islam Tarihi
#1
Oku-1 
Kısa ve Öz islam Tarihi


Cahiliye Dönemi

İslam dininin peygamber tarafından açıklandığı ve bundan hemen önceki zamandaki Arabistan‘a ve genel olarak bu döneme klasik İslam kaynaklarında Cahiliye dönemi denir. Bununla birlikte bu daha ziyade İslamî klasik kaynaklarca tercih edilen bir dönemdir ve çağdaş din bilimleri araştırmalarında bu dönemden bahsedilmekle birlikte İslam tarihi içerisinde bu isimle zikredilmez.

İslam’a göre Cahiliye dönemi tam İsa‘ya gelen İncil’in tahrif edildikten sonra, Muhammed’in peygamberliğine kadarki zamana denir. İsimdeki cahiliye tabiri, salt okur-yazarlık veya bilgisizlik anlamında değil de daha geniş ve genel olarak, hakikatin bilgisinden uzak olmak manasını taşımaktadır.


Hz.Muhammed Dönemi

Çağdaş din bilimlerinde İslam tarihi sıklıkla bu dönem ile başlar. Muhammed’in peygamberliğinden Abbasilerin sonunu getiren 1258’deki Moğol istilasına kadar süren döneme sıklıkla Klasik Dönem denir ve Asr-ı Saadet bu Klasik Dönemin ilk kısmını oluşturur.

İslam dininin kabul ettiği son peygamberin peygamberlik görevini alışından ölümüne kadar ki döneme klasik İslam kaynaklarında Asr-ı Saadet yani “saadet zamanı” adı verilir. Asr-ı Saadet kendi içinde iki ana bölümde incelenir bunlar: Mekke dönemi ve Medine dönemidir. Mekke dönemi daha çok dinin doğuşu, ilk Müslüman topluluk, ahlâki ve dini değerlerin Müslüman topluluk tarafından benimsenişi, var olan dini inanç ile İslam’ın çatışması ve direnişleri içerir. Bu dönem Hicretle beraber sona erer. Medine döneminde ise, İslam devletin ve toplumun kuruluşu ile daha siyasi ve toplumsal bir dönem olup, çeşitli savaşlara ve hem siyasal otorite hem de toplumsal refah anlamında yükseliş arz eden bir zaman dilimidir. Bu dönemde bütün Arap Yarımadası Müslümanların idaresine girmiştir.


Dört Halife Dönemi

Dört Büyük Halife ya da Hulefa-i Raşidin (Raşid Halifeler veya Dört Büyük Halife) (Arapça: الخلفاء الراشدون‎) Muhammed‘in vefatının ardından seçimle görev yapmış halifelerdir. Urducada Sünni referanslarla dört arkadaş (Arapça: چار یار‎, çar yar) olarak ifade edilmektedir.

Hilafet sırasıyla:

    Ebu Bekir,
    Ömer bin Hattab,
    Osman bin Affan
    Ali bin Ebu Talib

Bazı kaynaklar buna sadece 6 ay gibi bir süre görev yapan Hasan bin Ali‘yi de dahil ederler.

Şiî kaynaklarına göre hilafet Ali bin Ebu Talib‘le başlar ve ardından imamlar gelir.

Halifelerin en büyüğü Ebu Bekir, İslam peygamberi Muhammed‘in en iyi dostudur.[kaynak belirtilmeli] Bu yüzden ilk halife Ebu Bekir seçilmiştir.[kaynak belirtilmeli] Ebu Bekir’in tam adı Ebu Bekir Bin Ebu Kuhafe’dir.

Hz.EBUBEKİR

Abdullah bin Ebi Kuhafe bin Kaab et-Teymi el-Kureyşi, Ebu Bekir Sıddık (Arapça: عبد الله بن أبي قحافة عثمان بن كعب التيمي القرشي أبو بكر الصديق‎) veya kısa adıyla Ebu Bekir (573 – 23 Ağustos 634), İslam Peygamberi Muhammed sonrası Müslüman toplumda 632-634 arası liderlik ve yöneticilik yapması ve bu sebeple Muhammed’in halefi olması kendisine ilk halife unvanını kazandırmıştır. Müslümanlıktan önceki ismi Abdülkâbe’dir.[1] Müslüman olduktan sonra Muhammed, Ebu Bekir’e Abdullah ismini vermiştir. Sünni inanışına göre Muhammed’in en iyi dostudur. En yaygın kullanılan lakaplarından olan es-Sıddîk (sadık, bağlı, doğrulayıcı) sebebiyle sık sık Ebu Bekir es-Sıddîk olarak anılır. Sıddîk lakabının Mirac rivayetiyle ilgili olarak kendisiyle tartışan Mekkelilere “Eğer olayı bildiren peygamberse doğru bildirmiştir.” şeklinde cevap vermesinden sonra kendisine verildiğine inanılır.[1]

Muhammed’in, Ebu Bekir’in kızı Aişe ile hicret öncesinde Mekke‘de evlenmesinden dolayı kayınpederidir. Halifeliği sırasında Kuran‘ımushaf haline getirtmiştir. Sünni inanışına göre İslâm‘a giren hür erkeklerin, Raşit Halifelerin (Dört Halife) ve Aşere-i Mübeşşere‘nin ilkidir. Şiî inanışına göre İslam’ı ilk kabul eden Ali‘dir.ebusdas



Hz.ÖMER

Ömer bin Hattab, (581–644) (Arapça: عمر ابن الخطاب) İslam Devleti‘nin Ebu Bekir‘den sonraki hükümdarı (634–644). Sünni inancına göre dört Raşit Halife’nin (Hulefa-i Raşidin) ikincisidir. Şiâ halifeliğini tanımaz. Sahabe ve Aşere-i Mübeşşeredendir. Zaman zamanSünni Müslümanlar Ömer bin Hattab’ı “Ömer-el Faruk” (عمر الفاروق) diye anarlar. Cesareti ve adaleti ile tanınmışdır.

Ömer, Mekke‘de Beni Adi kabilesinde doğdu. Babası Hattab bin Hufeyl, annesi Fatıma bin Haşam Beni Mahzum kabilesindendi. Ailesi orta sınıfa mensuptu. Babası tüccardı ve kabilesinde zekâsıyla meşhurdu, çok tanrıcıydı (putperest idi). Ömer çocukluğundan itibaren deve çobanlığı yapmaya başladı. Ömer: “Babam çok acımasızdı. Develeri güderken dinlenmek için işi bıraktığımda beni döverdi.” demiştir.[1] Ömer küçük yaşta okuma yazma öğrendi. İslam öncesi dönemde okur yazarlık nadiren vardı. Arap edebiyatı veşiirle ilgilendi. Ömer ergenlik döneminde ata binme, dövüş sporları ve güreş öğrendi. Uzun boyu ve fiziksel üstünlüğü ile iyi bir güreşçiydi.[2] Ayrıca iyi bir hatip olduğundan babasının yanında kabileler arası anlaşmazlıklarda hakemlik yaptı. Tüccarlık yaparkenRoma ve Pers şehirlerine gitti ve buradaki düşünürlerle tanışma imkanı bulmuş oldu.213

HZ.OSMAN

Osman bin Affân veya Osman ibn Affân, (Arapça: عثمان بن عفان) (d. 580 – ö. 17 Haziran 656) Dört Büyük Halife‘den üçüncüsü olansahabi ayrıca cennetle müjdelelen on sahabeden biridir. 644 yılından 656‘daki öldürülmesine kadar, 12 yıl boyunca, halifelikyapmıştır; Dört Büyük Halife‘den en uzun süre halifelik yapan odur.[1] Şiâ‘da halifeliği kabul edilmeyen sahabedendir; zîrâ Şiî inancınagöre hüküm sürmesi gereken ilk halife Ali‘dir. Ümeyyeoğullarından olan Osman’ın künyesi İslam peygamberi Muhammed’in kızı Rukiyye’den olan oğluna nispetle Ebû Abdullahtır. Bunun dışında Ebu Leyla olarak anıldığı da olurdu.[2]

Aynı zamanda İslam peygamberi Muhammed‘in de damadı olmuştur. Muhammed’in önce Rukiyye isimli kızıyla evlenmiştir. Daha sonra Rukiyye’nin vefat etmesiyle Muhammed’in bir başka kızı Ümmü Gülsüm ile evlenmiştir. Ümmü Gülsüm de kendisinden önce vefat etmiştir. Peygamberin iki kez damadı olması, iki kızıyla evlenmiş olması hasebiyle Zi’n-Nureyn yani “iki nur sahibi” olarak da anılır.[3]

Ebu Bekir‘in yakın arkadaşlarından olan Osman İslam’a inanan ilk kişilerdendir. Bedir dışındaki savaşlara katıldı. 644’de halife oldu.Sebe taraftarları evini kuşattı; oruçluyken, Kuran okurken öldürüldü (656). Cenazesini Zübeyr kaldırdı, Bâkî mezarlığına gömüldü. Osman zengindi, vahiy kâtibiydi. Kuran‘ı çoğaltmıştır. Lâkabı Nâşîr-ûl Kuran’dı. 146 hadis rivâyet etmiştir.

HZ.ALİ

Ali bin Ebû Talib (Arapça: علي بن أﺑﻲ طالب‎; doğum: 599, Mekke – ölüm: 661, Kûfe)[2][3], İslâm Devleti‘ni 656-661 yılları arasında yönetmiştir. İslam Peygamberi Muhammed‘in hem damadı hem de amcası Ebu Talib‘in oğlu olan Ali, İslam peygamberinin davetini kabul eden ilk erkektir.[4][5] Sünni Islam‘a göre Ali, dört halifenin sonuncusu, Şii Islam‘a göre ise imamların ilki ve İslam Peygamberinin hak varisidir. Şii ve Sünni İslam arasındaki farklılaşmanın esas nedeni Ali ve İslam Peygamberi’nin vasisi hakkındaki bu görüş farklılığından ileri gelmektedir.[6]

Ebu Talib ve Fatıma bint Esed‘in çocukları olan Ali, Kabe‘de doğan tek insan olup,[6] İslam Peygamberi’nin himayesinde büyümüştür.[6] Muhammed’e vahiy geldiğinde ise, onun davetini kabul eden ilk erkek olan Ali, hayatını İslam’a adamıştır.[2][7][8][9]Peygamberin emri üzerine hicret gecesi onun yatağına yatan ve emanetleri sahiplerine ileten Ali, kısa bir süre içinde peygamberin ardından Medine‘ye gitmiş, burada İslam Peygamberi’nin kızı Fatıma ile Allah’ın emri üzerine[6] evlenmiştir. Medine döneminde başlayan ilk küçük çaplı savaşlardan başlayarak neredeyse katılmadığı hiçbir savaş olmaması hasebiyle, savaşçılığı ve cesareti ile bilinen Ali, üçüncü halife Osman bin Affan‘ın öldürülmesinin ardından halk tarafından halifeliğe getirilmiştir.[10][11]

İslam medeniyetinde, Ali bilhassa ilmi, cesareti, imanı, dürüstlüğü, adanmışlığı, sadıklığı, cömertliği ve şefkati ile bilinip anılmakta olup, Sufi gelenekler için en önemli mistik figürdür. Özellikle, tefsir, fıkıh ve dini düşünce alanındaki üstünlüğü kabul görür.[12]

Abbasiler dönemi

Abbâsîler’in başkenti Bağdattı. Abbâsîler 5 asırdan fazla halifeliği ellerinde tuttular. Abbâsîler siyasi alandan çok kültür ve medeniyet alanında gelişme gösterdiler. Zamanla siyasi hakimiyetleri zayıfladı ve Abbâsîler devletinin sınırları içinde yeni devletler ortaya çıkmaya başladı. Bu durumda Abbasi hükümdarının islam dünyasındaki siyasi hakimiyeti giderek sembolik bir hal almaya başladı.

Halifelik 1258‘de Moğolların Abbâsî Devletini yıkmasından sonra Mısır‘daki Memlük Devletinde devam etti. Abbâsîler Dönemi’nin sonu aynı zamanda İslam tarihinde sıklıkla kullanılan Klasik Dönem tanımının kapsadığı zamanın da sonuna denk gelir. Bu dönemin sonundan kolonyalizmin yükseldiği 19. yüzyıla kadar süren döneme Orta Çağ Dönemiterimi tercih edilir. Bazı tarihçiler bu dönemi 19. yüzyıl yerine Osmanlı Devleti’nin sürdürdüğü hilafetin kaldırılışına kadar uzatır.


EMEVİLER

lk fitne döneminin ardından Ali bin Ebu Talib‘in Hariciler tarafından öldürülmesi sonucunda, Hasan bin Ali‘nin hilafeti bazı şartlarla Muaviye bin Ebu Süfyan‘a bırakmasıyla başlayan Emeviler dönemi 90 yıl kadar devam etti. Emevilerin başkenti Şam‘dı. Bu dönemde Halifelik babadan oğula geçerek saltanat haline geldi. Emeviler zamanında İslam devletinin sınırları Atlas Okyanusundan Orta Asya içlerine kadar genişledi. Emevi iktidarı Abbasilerin iş başına gelmesiyle son buldu.

MEMLÜKLER

Memlûkler (Arapça: مملوك mamlūk, çoğ: مماليك mamālīk), İslam dünyasındaki hükümdara bağlı köle sınıf kökenli askerler. Memlûkler bir nevi profesyonel asker olarak İslam toplumuna girmişler ve zamanla güçlenerek iktidarı ele geçirebilecek bir konuma dahi gelen oligarşik bir topluluk olmuşlardır.[1]

Memlûk sözcüğü Arapça “me-le-ke” fiil kökünden türetilmiş, çoğulu “memlûkun” veya “memâlik” olup, “efendisinin buyruğu altındaki köle” anlamına gelmektedir. Genelde memlûk sözcüğü 9. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar İslam dünyasında faaliyet göstermiş beyaz köle kökenli askerleri tanımlamak için kullanılmıştır. Bu bağlamda memlûk sözcüğü: “çeşitli hükümdar veya devlet idarecilerinin muhafız birliklerinde görev yapan, hususî, içtimaî ve hukukî konumu olan asker” anlamına gelir.[2]

Memlûkler’in çoğu başta Kuman-Kıpçaklar olmak üzere Türk halklarından oluşuyordu. Ayrıca Çerkes ve Gürcü kökenli memlûkler de bulunmaktaydı.[3][4] Bunların dışında balkan kökenli (Sırp, Yunan ve Güney Slavları) memlûkler olduğu da bilinmektedir.[5][6] Beyaz tenli olmayanların Memlûk olma şansı yoktu. Habeş, Batı Afrikalı, Hint ve diğer benzerleri, Memlûk hiyerarşisine ancak hadımlık (haremağalık) yoluyla girmişlerdir. Bunlar da Memlûk toplumunun bir kısmını oluşturmuşlardır.[7] Eyyubi zamanında Mısır’daki memlûklerin çoğunu oluşturanlar Kıpçaklar idi.[8]


SELÇUKLULAR DÖNEMİ

Büyük Selçuklu Devleti ya da Büyük Selçuklu İmparatorluğu[9] (Farsça: امپراطوری سلجوقیان), bir Türk devleti. Zamanla yayıldığı bölgelerdeki Farsi kültürü benimsemiştir.[10] [11]

Göçmen Türklerde bozkırdaki ırmakları geçiş büyük önem arzediyordu. Oğuzname’de salı keşfeden kişi boyun önemli bir atası sayılmaktadır. Hanedanın atası olan Selçuk Bey tarafından temeli atılan bu devlet Bağdat’ı kendine başkent yaparak Abbâsî halifesinin koruyucusu konumuna erişti. 1092 yılında Selçuklu hükümdarı Melikşah’ın ölümünden sonra bölünmeye uğradı. Bu devletin yıkılmasından sonra Selçuk Bey’in soyundan gelenler tarafından kurulan diğer devletler:Kirman Selçuklu Devleti, Horasan Selçuklu Devleti, Irak Selçuklu Devleti, Suriye Selçuklu Devleti ve Anadolu Selçuklu Devleti’dir. 1040-1157 yılları arasında hüküm süren Büyük Selçuklular, en güçlü oldukları dönemde Harezm, Horasan, İran, Irak, Suriye, Arap Yarımadası ve Anadolu’nun büyük kısmına egemen olmuş bir Türk devletidir. Kapladıkları alan doğuda Balkaş ve Issık Gölleri, Tarım Havzası; batıda Ege ve Akdeniz sahilleri, kuzeyde Aral Gölü, Hazar Denizi, Kafkasya, Karadeniz; güneyde Arabistan dahil Umman Denizi’ne kadar ulaşıyordu (10.000.000 km2).

OSMANLI DÖNEMİ

1517‘de Yavuz Sultan Selim‘in Mısır Seferiyle halifelik Osmanlı Devletine geçti. Mukaddes emanetler İstanbul’a getirildi. Osmanlı Devleti’nin yükselişiyle beraber, İslam tarihinde farklı bir dönem başladı. Bu dönemde müslümanlarViyana önlerine kadar ilerledi. Her ne kadar Osmanlı Devleti’nin tarih sahnesinde olduğu dönemde başka İslam devletleri bulunsa da, Osmanlı Devleti yükseliş ve hatta gerileme döneminde bile daima önemli bir konuma sahip oldu, dünyanın değişik yerlerinde yaşayan müslümanlar çoğu zaman düşmanlarına karşı Osmanlı Devletinden yardım istemişlerdir. Osmanlı Devleti başka ülkelerdeki müslümanlara yardım etmek amacıyla Endülüs‘ün Müslümanların elinden çıkmasından sonra buradaki Müslüman ve Yahudileri Kuzey Afrika‘ya ve Osmanlı topraklarına taşıdı. Fas‘taPortekizliler‘le savaştı. Yine Portekizliler’e karşı Endonezya Adalarındaki Müslümanlara yardım etmek amacıyla Portekizliler’le Hint Okyanusu‘nda savaştı.

Avrupalıların her alanda güçlenmesiyle beraber, 19. asırın sonları ve 20. asrın başlarında Müslümanların yaşadığı coğrafyanın büyük bir bölümü batılı devletler tarafından sömürge haline getirildi. I. Dünya Savaşının hemen öncesinde dünyada sadece üç bağımsız islam devleti vardı. Osmanlı Devleti İran ve Afganistan. Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı‘nı kaybedince başkent İstanbul ve Anadolu‘nun bazı yerleri işgal edildi. Kurtuluş Savaşı‘ndan sonra İtilaf devletleri Türk topraklarından çıkarıldı. Türkiye‘de Cumhuriyet ilan edildi.

400 yıldan fazla Türklerin elinde kalan halifelik 3 Mart 1924‘te çıkarılan bir kanunla kaldırıldı. Son halife ve Osmanlı Hanedanının bütün üyeleri sürgüne gönderildi. Son HalifeAbdülmecit 1944‘te Paris‘te sürgünde iken vefat etti. Cenazesi ölümünden uzun bir zaman sonra Medine‘de toprağa verildi.


2.DÜNYA SAVAŞI

II. Dünya Savaşı’ndan sonra İslam ülkeleri bağımsızlıklarını kazanmaya başladılar. 20. asrın ikinci yarısında, bağımsızlığını kazanan İslam ülkeleri kendi aralarında işbirliğini arttırmak amacıyla, İslam Konferansı Örgütünü kurdular. Günümüzde bağımsız İslam ülkelerinin sayısı 50’yi geçmiş bulunmaktadır.


Kaynak Ve  Dipnotlar

Wikipedia





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)