Thread Rating:
  • 12 Vote(s) - 2.92 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Peygamberimizin Hanımları Hakkında
#1
Muhammed-1 
   

Peygamberimizin Hanımları Hakkında

Hz. Muhammed (s.a.v.)’in evliliklerinden her birinin Sebepleri, fayda ve hikmetleri nelerdir?… Peygamber Efendimiz ilk hanımı Hazret-i Hatice’nin vefatına kadar 25 yıl boyunca başka bir kadınla evlenmemiştir. Hazreti Hatice’nin vefatından sonra yukarıda isimlerini sıraladığımız ve aşağıda sebepleriyle sıraladığımız toplam 10 evlilik gerçekleştirmiştir. 

Hz. Muhammed (s.a.v.)’in evliliklerinden her birinin Sebepleri, fayda ve hikmetleri nelerdir?
  • Hz. Peygamber toplam 12 evlilik yapmıştır. Hanımlarının isimleri şöyledir ;
  1. Hz. Hatice-i Kübra: İlk hanımı.
  2. Hz. Sevde: Hz. Hatice’den sonra evlendiği eşidir.
  3. Hz. Aişe : Hz. Ebu Bekr’in kızı.
  4. Hz. Hafsa: Hz. Ömer’in kızı.
  5. Hz. Zeyneb (Huzeyme kızı): Hilaloğulları kabilesinden.
  6. Hz. Ümmü Seleme: Asıl adı Hind
  7. Hz. Zeyneb (Cahş kızı): Hz. Zeyd’in boşadığı hanımı.
  8. Hz. Ümmü Habibe: Asıl adı Remle. Ebu Sufyan’ın kızı.
  9. Hz. Cüveyriye: Dıraroğullarından Haris’in kızı.
  10. Hz. Safiyye: Yahudi liderlerden Ahtab bin Huyye’nin kızı.
  11. Hz. Maria: Mısır kökenli olup, İslamı seçen bir cariye.
  12. Hz. Meymune: Hz. Abbas’ın baldızı, yaşlı dul bir kadın.
Peygamber Efendimiz ilk hanımı Hazret-i Hatice’nin vefatına kadar 25 yıl boyunca başka bir kadınla evlenmemiştir. Hazreti Hatice’nin vefatından sonra yukarıda isimlerini sıraladığımız ve aşağıda sebepleriyle sıraladığımız toplam 10 evlilik gerçekleştirmiştir. 
Hz. MUHAMMED’İN  (S.A.V) ZEVCELERİNİ TANIYALIM :
1-) Hz. Hatice: Kureyş kabilesindendir. Babası Huveylid, annesi Fatma’dır. Hici 554 yılında doğmuştur. Hz. Muhammed (s.a.v) ile evlendiğinde kendisi 40, Hz. Muhammed (as) ise 25 yaşındaydı. Hz. Hatice hem çok zengin ve hem de yüksek bir ahlaka sahipti. 
Hatice, otuzdokuz veya kırk yaşlarına yaklaşmış, zengin, güzel, şeref ve haysiyyetli, asalet sahibi  Mekke’li dul bir kadındı. Mekke’nin hâkimi, Kâ’benin muhafızı bulunan Kureyş kabilesinden ve Esedoğulları kolundandır. (Babası: Esedin oğlu Huveylid idi)… Soyu, Rasûl-i Ekrem’in soyu ile “Kusayy” da birleşmektedir. Evvelce, iki defa evlenmiş ise de zevclerini kaybetmiş, bunlardan iki oğlu ile bir kızı kalmıştı. Tahsili vardı. Yüksek ahlâkıından dolayı Müslümanlıktan önce: Tâhire, sonra da: Hadîcetül kübrâ vasıflarını kazanmıştı.
Kendisini Mekke’nin ileri gelenlerinden çok isteyenler olmuş, fakat hiçbirini kabul etmemiştir.
Hatice, güvendiği şahıslara sermaye verir, kendisine ortak yapar, servetini artırırdı.
Muhammed (as) küçüklüğünde (10-12 yaşlarında) ticarete atılmıştı. Kendisini, ticaret hayatına amcası Ebû Tâlib alıştırmıştı. Rasûl-i Ekrem’in “Ticaret için, Yemene, Basraya ve Suriyeye birkaç defa ticari seferleri olmuştu.”
Hazreti Hatice, Muhammed’in (as) ticaretle uğraştığını duymuş, Onun ticari hayatındaki doğruluğunu ve “El-Emîn” vasfını öğrenmiş, Ona da sermaye teklif etmiştir. Hattâ kabûl ettiği takdirde, başkalarına verdiği hissenin iki mislini bile vereceğini teklifine eklemiştir. Bu vesile ile, Rasûlullah da (sav) Hatice’nin ortakları arasına girmişti.
İngiliz yazarı John Davenport’a göre,Hazreti Muhammed, üç sene boyunca, Hz. Hatice namına Şam vesair şehirlere ticari seyahatler yapmıştır.”
Muhammed (as), Hatice’nin ticaret kervanı ile Suriye’ye ikinci defa gittiğinde yanında Hatice’nin kölesi Meysere de vardı. Meysere’yi, Muhammed’e (as) hizmet için, Hatice vermişti. Muhammed (as) ticaret kervanıyla Havranın da merkezi Busrâya vardı. Mallarını burada satarak geri döndü. Bu ticaret münasebetiyle Hatice, fazla kâr bile elde etmişti. Bu ticari sefer esnasında Rasûl-i Ekrem’in yanında bulunan Hatice’nin hizmetçisi Meysere sayesinde Muhammed’i (as) daha iyi tanıdı. Muhammed’in (as) muamelelerinde namuskârane hareketini öğrendi. Faziletini anladı. Beden ve rûh bakımından da insanların en güzeli Hazreti Muhammed’i candan sevdi. Yüksek ahlâkına hayran oldu. Ve O’nunla evlenmeyi içten gelen bir arzu ile istedi. Araya (Nefîse bint-i Münye gibi) vasıtalar girdi.
Evlenmeleri kararlaştı. Nikâhı bizzat Ebû Tâlib kıydı. Kureyşin uluları da şahid oldu. (Nikâhlık) olarak Hatice’ye beşyüz altın verildi. Rasûli Ekrem’in ilk zevcesi Hatice oldu.
Hazreti Hatice’den, Peygamberimizin iki oğlu Kasım, Abdullah; ((:::), Tâhir) ile dört kızı, Zeyneb, Rukayye, Ümmü Külsüm, Fâtıma olmak üzere altı çocuğu doğdu. ilk çocuğu Kasım idi. Arab âdeti üzere, Hazreti Muhammed’e Ebül Kasım (Kasımın babası) denildi. En büyük kızı Zeyneb, en küçük kızı da Fâtıma idi. Hazreti Fâtıma, babasının en sevgilisiydi. Peygamberimize, kırk yaşında ilk vahy geldiği sene doğmuştu.
Rasûl-i Ekrem, erkek çocuklarını küçük yaşlarındayken kaybetmiş, kızları da kendisinden evvel vefat etmişlerdi. Yalnız Fâtımâ Hazreti Peygamberden sonra, altı ay daha yaşadı. 
Evlendikten sonra, Rasûl-i Ekrem, Hatice’nin malıyla, bir müddet daha ticaret hayatında kaldı. Büyük kazançlar elde etti. Gerek kendisi ve gerek amcası Abbas, Mekke’nin en ileri gelen zenginleri sırasına geçti. Hattâ, hâmî amcası Ebû Tâlib’e yardım için, onun küçük oğlu Alî’yi kendi himayesine aldı. Büyük oğlu Ca’fer’i de Abbâs’a verdi.
Muhemmed (as) Hazreti Hatice ile yirmibeş yıl mes’ud bir hayat yaşadı. İnsanlara örnek olabilecek bir aile tipi gösterdi. Peygamberimiz, Hazreti Hatice’den son derece memnundu. Sağlığında, Hatice’nin üstüne başka bir kadınla evlenmedi. Halbuki, o devirde, Medenî sayılan dünyada da, Arab yarımadasında da çok evlenmek âdetâ yaygın bir haldeydi. Hattâ, Hazreti Peygambere de bu geleneğe göre, teklifler bile yapılmıştı. Fakat, Rasûl-i Ekrem, yirmibeş yaşından Hatice’nin vefatına ve ondan sonra da 53 yaşına kadar, tek zevceli olarak yaşadı.
Batılı müelliflerin ve onların mesleklerine ayak uydurmuş bulunan yazarlarımızın dillerine doladıkları “çok evlenme problemi” ise, Hazreti Peygamberin elliüç yaşından ve Mekke hicretinden sonra görüldü. Gençlik devresini, Mekke’de tek zevceyle geçiren Rasûl-i Ekrem’in yaşlılık devresinde, hicretten sonra, Medine hayatında “çok zevce” almasında birtakım “siyasî, sosyal ve dînî” çok mühim ve yüksek maksatlar göze çarpmaktadır.
Peygamberimizin hayatını tarafsız olarak inceleyen her ilim adamı, bu hakîkati bulmakta ve görmekte asla güçlük çekmez…
[b]2.Hz. Sevde: [/b]Sevde’nin kocası, Habeşistan’a hicretten sonra vefat etmiş ve kendisi kimsesiz kalmıştır. Hz. Sevde, Resulullah’ın eşi olma şerefine kavuşma dışında hiçbir istek taşımadan peygamberimizle evlenmeye talip olmuş ve bu isteğinin kabul edilmesi üzerine, elli beş yaşında iken evlenme akdi yapılmıştır. Hz. Peygamber bu evlilikle hem Hz. Sevde’yi içinde bulunduğu zor durumdan kurtarmış, hem de ikinci evliliğini de gene kendinden daha yaşlı bir kadınla yaptığı için, evliliklerinin yanlış yorumlanmasının önü bir kere daha kesilmiştir.
3.Hz. Aişe: Hz. Ebubekir’in kızı olan Hz. Aişe validemiz, Resulullah’ın evlendiği tek dul olmayan kadındır. Önceleri Cübeyr ile nişanlanmış, Cübeyr’in İslamiyet’i kabul etmemesi üzerine bu nişan bozulmuştur. Bu nişanın bozulması Hz. Ebubekir’i üzmüş, Hz. Peygamberin onunla evlenmeyi kabul etmesi, yaşanan üzüntüyü ziyadesiyle mutluluğa çevirmiştir. Hz. Aişe’nin dokuz veya on bir yaşında evlendiğine dair rivayetler ortaya atılsada, onun 17–18 yaşlarında evlendiğine dair kuvvetli deliller vardır. Hz. Aişe, ablası Esma’dan on yaş küçüktür. Esma ise hicretin yapıldığı yıl 27 yaşındadır. Önce nişanlı olup bu nişanın bozulması da, onun evlenme yaşının dokuz veya onbir olamayacağını göstermektedir. Küçük yaşta evlenmesiyle ilgili rivayetlerin, ilk nişanlandığı tarih ile karıştırılmış olmasındadır. Hesaplamalara göre Hz. Aişe risaletten üç yıl önce doğmuş ve 18 yaşından yedi ay aldığı sırada evlenmiştir. Dokuz yıl evli kalan Hz. Aişe, Hz. Peygamberden sonra 48 yıl daha yaşamış ve 74 yaşında vefat etmiştir. Hz. Aişe validemiz 2.100’den fazla hadis rivayet ederek, çok hadis rivayet eden sahabeler (el-Müksirûn) arasında yer almıştır. Bu kadar çok hadis rivayet etmesinde zeki ve bilgili olmasının yanı sıra Resulullah’tan sonra uzun süre yaşamasının payı da vardır. Resulullah’ın Hz. Aişe ile genç yaşında evlenmesi ve onun Hz. Peygamberden sonra uzun süre yaşamaya devam etmesi, böylece hadislerin günümüze kadar ulaşmasında ciddi anlamda katkı sahibi olması ilahi bir hikmet olarak düşünülmelidir.
4.Hz. Hafsa: Hz. Ömer’in kızı olan Hafsa, kocası Huneys’in Bedir savaşından dönerken hastalanıp Medine’de vefat etmesi üzerine dul kalmıştı. Hz. Ömer, kızının evlenmesini arzu ediyordu. O günün geleneklerine göre, bir baba kızını evlendirmek istediğinde sevdiği ve güvendiği birine teklifte bulunurdu. Hz. Ömer kızı ile evlenmesi için önce Hz. Osman’a, daha sonra Hz. Ebubekir’e teklifte bulundu; ancak ikisi de mazeret bildirip bu teklifi kabul etmedi. Bu gelişmeler üzerine Hz. Ömer’in çok üzüldüğünü gören Resulullah, dul ve hasta bir kadın olan Hz. Hafsa ile hicretin üçüncü senesinde evlenmeyi kabul ederek arkadaşı ve İslam Kahramanı olan Hz. Ömer’in üzüntüsünü sevince gark etti.
5.Hz. Zeynep Binti Huzeyme bin Haris: Kocası Bedir savaşında şehit olan Huzeyme kızı Zeynep Validemiz, Resulullah ile evlendiği zaman 60 yaşındaydı; evlendikten iki ay sonra vefat etmiştir. Bu evlilik, kocasının şehit olması üzerine yalnız kalan yaşlı bir kadını koruma altına alma niyetiyle yapılmıştır.
6.Hz. Ümmü Seleme: Kocası Uhud savaşında şehit düşen Ümmü Seleme validemiz, dört çocuğuyla birlikte yalnız kalınca, Hz. Peygamber, onun çocuklarının bakımını da üstlenerek kendisiyle evlenmiştir. Resulullah’ın, dört çocuğu bulunan 60 yaşındaki bakıma muhtaç bir kadınla evlenmesinin hikmeti, başka bir izaha gerek kalmayacak şekilde açıktır.
7.Hz. Zeynep Binti Cahş: Hz. Peygamber’in halası Ümeyye’nin kızı olan Hz. Zeynep validemiz, önce Resulullah’ın evlatlığı Hz. Zeyd ile evlenmiş ve aralarındaki uyumsuzluk nedeniyle boşanmıştır. Arap geleneklerine göre evlatlığın boşanmış eşi, gerçek oğlun boşanmış eşi gibi kabul ediliyordu. Oysa İslamiyet hem evlat edinmeye son vermiş, hem de evlatlığın boşanmış eşinin gerçek oğlu gibi sayılma geleneğini ortadan kaldırmıştı. Ancak Araplar bu yeni hükmü kabul etmekte zorlanıyorlardı. Cenab- Hak, Hz. Zeynep’in Resulullah ile evlenmesini murat etti: “…Zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikâhladık ki evlatlıkları, karılarıyla ilişkilerini kestiklerinde (o kadınla evlenmek isterlerse) müminlere bir güçlük olmasın. Allah’ın emri yerine getirilmiştir.” (33.Ahzâb–37) Ayetten de anlaşıldığı gibi Resulullah, bu evliliğe istekli olmadığı halde, Allah’ın muradı bu şekilde tecelli etmiş ve yanlış bir gelenek Hz. Peygamberin yaşantısı ile sona erdirilmiştir. Bu evlilikteki hikmetlerden biri de, evliliklerde denklik (küfüv) prensibine riayet edilmesi gereğidir.
Peygamberimizin Hazret-i Zeyneb ile evliliği ise en çok tartışılan ve pek çok hikmetlerle dolu bir evliliktir. Zira Peygamberimiz, halasının kızı olan Zeyneb’i, Zeyneb validemizin çok fazla gönüllü olmamasına rağmen kendi azatlı kölesi Zeyd ile evlendirmiş ve böylece “zengin-fakir, asil-köle” ayırımını yıkmış, insanların bir tarağın dişleri gibi eşit olduğunu en yakınları vasıtasıyla göstermiştir. Daha sonra bu evlilik, Zeyneb validemizin ve akrabalarının ısrarlarıyla dayanılmaz hale gelmiş, kocası Zeyd’in Peygamberimize olan boşanma müracaatları da sonuçsuz kalmıştır. Nihayet Zeyd bu hâle dayanamamış, Zeyneb’i boşamıştı. 
Daha sonra inen âyetlerle (Ahzâb, 37), halasının kızı Zeyneb’le Peygamber Efendimizin nikahı emredilmiştir. Böylece cahiliye devrinin “evlatlığın hanımı ile evlenme yasağı”nı, Peygamberimiz tatbikatıyla kaldırmış ve “öz evlat” ile “evlatlık”ın birbirinden farkı ortaya çıkmıştır. 
Bu olay hakkında, “Hazret-i Peygamber Zeyneb’in güzelliğine hayran kalıp da onunla evlenmiştir.” şeklinde ileri geri konuşanlar, şu hususları görmezden gelmektedirler: 
a. Zeyneb, Peygamberimizin halasının kızıdır. Çocukluğundan beri onu defalarca görmesi mümkündür.
b. Peygamberimiz, Zeyd ile evlendirmeden önce evlilik teklif etse, Zeyneb validemiz bunu seve seve kabul ederdi ve evlenmesine de herhangi bir mani yoktu. Aksine Peygamberimiz, onu elleriyle başka birisiyle evlendirmiş ve Zeyd’in boşanma taleplerini de defalarca reddetmiştir. 
Kısacası bütün bu hâdiseler olacaktı ki, İslam’da bir “hukuk” meydana gelebilsin.
8.Hz Cüveyriye: Müreysi gazvesinde Müstalikoğullarından esir alınan 700 kadar esir arasında bulunan Hz. Cüveyriye, Resulullah’a müracaat ederek mükâtebe yoluyla kölelikten azad edilmek için yardım istedi. Hz. Peygamber, parasını ödeyerek onu esirlikten kurtardıktan sonra kendisiyle evlendi. Bu evlilikten sonra Müslümanlar, ellerinde bulunan bütün esirleri serbest bıraktılar, onlarda toptan İslamiyet’i seçtiler. Bu evlilik neticesinde hem barış sağlandı hem de İslamiyet kuvvet kazanmış oldu.
Bir kabile reisinin kızı olan Cüveyriye -radıyallahu anha- ile evliliği de binlerce harb esirinin aynı anda özgürlüğe kavuşmasına ve bu vesileyle hidayetlerine sebep olmuştur. 
9.Hz. Ümmü Habibe: Ebu Sufyan’ın kızı olan Ümmü Habibe, kocası Abdullah bin Cahş ile birlikte Müslüman olarak Habeşistan’a göç etmiş; ancak kocası Habeşistan’da Hristiyan olunca zor durumda kalmıştır. Bunun üzerine Hz. Peygamber Necaşi’ye elçi göndererek Ümmü Habibe’yi kendisine eş olarak istedi. Necaşi, bu isteği kabul etti. Hicri yedinci yılda gerçekleşen bu evlilik ile hem samimi bir Müslüman olan elli yaşındaki Ümmü Habibe zor durumdan kurtarılmış, hem de babası Ebu Sufyan’ın İslamiyet’e karşı olan düşmanlığı yumuşama ve yok olma sürecine girmiştir.
Ebu Süfyan’ın kızı Ümmü Habibe ile evliliğinde ise Ümmü Habibe’yi taltif etme (ödüllendirme) durumu sözkonusudur. Zira Ümmü Habibe, eşi Habeşistan’da irtidad ettiği ve kendisi çok zor şartlar altında kaldığı halde dinini müdafaa etmiş ve o sırada Mekke’nin lideri olan babası müşrik Ebû Süfyan’a müracaat etmemişti. Peygamberimiz (sav) onu himayesine alıp, kendisiyle evlenmiş ve onu ortada kalmaktan kurtarmıştı. Aynı zamanda bu evlilikle Mekke müşrikleri arasındaki soğukluk da azalmaktaydı.
10.Hz. Safiye: Nadir oğullarının reisi Huyey bin Ahtab’ın kızı olan Hz. Safiye, Harun bin İmran’ın soyundandır. Hz. Peygamber, onu cariye olarak satın alıp azad ettikten sonra şöyle buyurdu: “İstersen serbestsin, mallarını al ve git, istersen sana evlenme teklif ediyorum, Müslüman ol ve yanımda kal.” Hz. Safiye ikinci teklifi kabul etti. Resulullah, onu cariyelik bedelini mehir sayarak kendisiyle evlendi. Bunun üzerine ashap, Hz. Safiye’nin akrabalarını serbest bıraktı ve onlar da Müslüman oldular. Bu evlilik ile hem birçok kişinin Müslüman olması sağlanmış, hem de bir cariyeyi satın alarak cariyelikten kurtardıktan sonra ödenen bedeli mehir sayma konusunda ashabına örnek olmuştur. Ayrıca Hz. Safiye’nin Yahudi asıllı olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Hz. Peygamber’in insanlar arasında ırklarına göre bir ayrım yapmadığı açıkça görülmektedir.
*Hayber’deki Yahudi liderinin kızı Safiyye validemiz ile evliliği ise Yahudilerle mevcut münasebetleri düzeltmek içindir. 
11.Hz. Meymune: Hz. Peygamber’in evlendiği son kadın olan Hz Meymune, Hz. Abbas’ın baldızıdır. Hz. Meymune, Hz. Abbas aracılığıyla Resulullah’a evlilik teklifinde bulunmuş ve bu teklif kabul edilmiştir. Resulullah’ın Hz Meymune ile evlenmesi, Mekkelileri sevindirmiş ve Hz. Muhammed ile dostluklarının devam edebileceği fikrini canlandırmıştır.
Hz Peygamber, bu on bir kadın dışında, Mısır Mukavkısı’nın kendisine cariye olarak gönderdiği Hz. Maria ile de evlenmiş ve bu evlilikten oğlu İbrahim doğmuştur. Böylece Hz. Maria çocuk annesi (ümmü’l-veled) olarak hür statüsüne kavuşmuştur.
Görüldüğü gibi, Hz Muhammed (s.a.v.)’in evlilikleri, ilahi takdirin bir tezahürü olarak, nübüvvet görevinin tam anlamıyla ifa edilebilmesi için, yapılan evliliklerdir; bu evliliklerden hiçbirini şahsi istek ve dünya zevki ile yorumlamak mümkün değildir.

Peygamber Efendimiz kaç evlilik yaptı? Peygamberimizin kaç eşi vardı? Hz. Muhammed (s.a.v.) neden çok evlilik yaptı? Peygamberimizin hanımları ve evliliklerindeki hikmetler...

Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ilk hanımı, Hz. Hatice validemizdir. Sevgili Peygamberimiz ilk evliliğini Mekke’de yaptığı sırada yirmi beş yaşında, Hz. Hatice annemiz kırk yaşındaydı. Peygamber Efendimiz’in Mekke döneminde yaptığı ikinci evlilik ise Sevde Binti Zema validemiz ile olmuştur. Peki Peygamber Efendimiz kaç evlilik yaptı? Peygamberimizin kaç eşi vardı?
PEYGAMBERİMİZİN HANIMLARININ İSİMLERİ

    Hz. Hatice
    Hz. Sevde
    Hz. Ayşe
    Hz. Hafsa
    Hz. Zeynep Binti Huzeyme
    Hz. Ümmü Seleme
    Hz. Zeynep Binti Cahş
    Hz. Cüveyriye
    Hz. Ümmü Habibe
    Hz. Safiye
    Hz. Meymûne
    Hz. Mariye

PEYGAMBERİMİZİN HANIMLARININ TABLOSU

   

PEYGAMBERİMİZİN HANIMLARININ HAYATI
Peygamber Efendimiz’in ilk eşi Hz. Hatice’dir. İbrahim dışındaki bütün çocukları Hz. Hatice annemizden olmuştur. Peygamberimiz, Mekke döneminde ikinci evliliğini Hz. Sevde validemiz ile yapmıştır. Medine döneminde de Hz. Ayşe, Zeynep Binti Huzeyme, Meymune Binti Haris, Mariye, Hafsa Binti Ömer, Zeynep Binti Cahş, Safiye Binti Huyey, Cüveyriye Binti Haris, Ümmü Seleme, Ümmü Habibe (r.a.) ile evlenmiştir. Peygamberimizin son evladı İbrahim, Hz. Mariye validemizden olmuştur. İşte kısaca Peygamberimizin hanımları ve hayatı...
HZ. HATİCE (R.A.) KİMDİR?
Peygamberimizin ilk hanımı Hz. Hatice’dir. Onunla evlendiğinde, Efendimiz’in yaşı 25, hanımının yaşı ise, 40’tır.
Hz. Hatice ilk Müslümanlardandır. Vahyin nüzulünün onuncu yılında, hicretten üç sene önce vefat etmiştir. Allah Resulü, Hz. Hatice’nin vefatı karşısında bir hayli üzülmüştü. Hz. Peygamber’in amcası ve müşriklere karşı koruyucusu olan Ebu Talib ile kendisiyle sükûnet bulduğu eşi Hatice’nin (r.a.) vefatı gibi üzücü olaylar peş peşe geldiği için bu yıla, “Hüzün Yılı” denilmiştir.
Resulullah’ın bu evliliği 25 yıl sürmüş, İbrahim dışındaki bütün evlatları da yine bu nâdide hanımdan olmuştur. Vefatı esnasında Resulullah’ın yaşı 50’dir.
SEVDE BİNTİ ZEM’A (R.A.) KİMDİR?
Sevde Binti Zema (r.a.) Peygamberimizin ikinci hanımıdır. İlk Müslümanlardandır. Eşi Habeşistan’a yapılan hicretten sonra vefat etmiş ve kimsesiz kalmıştı. Efendimiz, onunla evlenerek bu kalbi kırığın yarasını sardı, onu perişan olmaktan kurtardı ve ona enis oldu. Sadece Efendimiz’in nikahı altında bulunmayı düşünen Sevde validemizin, dünya adına istediği başka hiçbir şey yoktu. Allah Resulü ile evlendiğinde yaşı 55’ti. Bu evliliğin hikmeti, kimsesiz ve yardımcısız kalan bir hanımın elinden tutmak, emin bir yuvaya kavuşturmaktı.
HZ. AYŞE (R.A.) KİMDİR?
Hz. Ayşe, Resulullah’ın bâkire olarak evlendiği ilk ve tek kadındı. O, daha sonra halife olacak olan Hz. Ebubekir’in biricik kızıdır. Ayrıca, Hz. Ayşe çok zeki bir nâdire-i fıtrat ve nübüvvet dâvâsına tam vâris olabilecek yaratılışa sahip bir kadındı. Evlendikten sonraki hayatı ve daha sonraki hizmetleri de göstermiştir ki, O muallâ varlık, ancak Nebî zevcesi olabilirdi. Zira O, yerinde en büyük hadisçi, en mükemmel tefsirci ve en nâdide fıkıhçı olarak kendini gösteriyor, her yönüyle Hz. Peygamber’i temsil etmeye çalışıyordu.
O’nun Hz. Ayşe ile evliliği, yanından hiç ayrılmayan, çektiği sıkıntılara beraberce katlanan, mağara arkadaşı Hz. Ebubekir için en büyük bir mükâfat idi.
HAFSA BİNTİ ÖMER (R.A.) KİMDİR?
Hz. Hafsa’nın eşi, Bedir Savaşı’nda şehit düşmüştü. Eşinin vefatına üzülmüş, yalnız başına kalmıştı. Babası Hz. Ömer, kızını önce Hz. Osman’a evlenmesi için teklif etmiş ancak O kabul etmemiş, ardından Hz. Ebubekir’e teklif etmiş, O da kabul etmemişti. Daha sonra da duruma şahit olan Allah Resulü, fazla beklemeden O’nunla evlenmek istediğini bildirmiş ve evlenmişti. Bu evlilik de, zaruretlerin getirdiği bir evlilik olup bununla o yüce insan Hz. Ömer’in gönlü hoş edilmiş, kocasının ölümüne üzülen ve yalnız kalan birisinin bu yalnızlığı giderildi.
ZEYNEP BİNTİ HUZEYME (R.A.) KİMDİR?
Zeynep binti Huzeyme'nin (r.a.) eşi Bedir’de şehit oldu. Peygamberimiz (s.a.s.) Hafsa’dan (r.a.) sonra Zeynep binti Huzeyme'yi (r.a.) kendisine nikahladı. Zeynep validemiz "Yoksulların annesi" olarak bilinirdi. Çok ibadet yapar, çokça sadaka verirdi. 30 yaşlarında iken âhirete göç etti. Cenâze namazını bizzat Resûl-i Ekrem (s.a.s.) Efendimiz kıldırdı.
ÜMMÜ SELEME (R.A.) KİMDİR?
Ümmü Seleme validemiz, ilk Müslümanlardandır. Önce Habeşistan’a sonra Medine’ye hicret etmişti. Eşi Uhud Savaşı’nda şehit olmuştu. Yurdundan ve yuvasından uzak, yetim çocuklarıyla hayat külfetini yüklenmiş bu hanıma, ilk şefkat elini Hz. Ebubekir ve Ömer uzattı. Ancak o, bu talepleri reddetti.
Daha sonra evlilik teklifini Resulullah yaptı ve kendisi de bu teklifi kabul etti. Böylece yetimleri, sıcak bir yuvaya kavuştu. Babalarının ölümünden duydukları üzüntüyü, Allah Resulü vesilesiyle unutmuş, hiçbir zaman gerçek bir babayı aratmayacak bir babaya kavuşmuş oldular.
Ümmü Seleme (r.a.) de Hz. Ayşe gibi dirayet ve fetaneti olan bir kadındı.
ÜMMÜ HABÎBE (R.A.) KİMDİR?
Ümmü Habîbe (Remle binti Ebî Süfyan) (r.a.) validemiz, Mekke’de küfrün bayraktarlığını yapan Ebû Süfyân’ın kızıdır. İlk Müslümanlardandır. Eşiyle Habeş ülkesine hicret etti. Burada eşi önce Hıristiyan olmuş, sonra da ölmüştü. Ümmü Habibe yalnız başına kalmıştı. Allah Resulü, durumu öğrenince Necâşi’ye haber göndererek, tek başına kalan bu hanımın kendisine nikahlanmasını istedi. Bu duruma fevkalâde sevinen Ümmü Habibe’nin nikahı, Necâşi huzurunda kıyıldı.
Bu evlilikten sonra Müslümanların ve Peygamberimizin azılı düşmanı olan Ebû Süfyan, inananlara yaptığı işkenceyi hafifletmiş, içinde Allah Resukü’ne karşı olan kini birazcık da olsa dinivermişti. Daha geniş dairede ise, Emevîlerle bir akrabalık te’sis edilmiş oldu.
CÜVEYRİYE BİNTİ HARİS (R.A.) KİMDİR?
Cüveyriye Binti Haris (r.a.) Müslümanlar, yapılan Müreysi gazvesinde galip gelmiş, pek çok ganimet elde edilmiş, bunun yanında 700 kadar da esir alınmıştı. Esirlerin içinde, Benî Mustalik kabilesinin başkanının kızı olan Cüveyriye de bulunuyordu.
Cüveyriye, Hâris b. Dırar’ın kızı idi. Hâris, Mustalikoğulları Yahudilerinin reisi idi. Cüveyriye önce Musâfi b. Saffan’la evlenmiş, Musâfi, Müreysi Muharebesi’nde ölmüştü. Cüveyriye, Peygamber Efendimiz’e müracaat ederek hürriyete kavuşmayı talep etmiş, Resulullah da onun fidyesini bizzat kendisi vererek hürriyete kavuşturmuştur. Babası gelip kızını götürmek isteyince, o Müslüman olarak Medine’de kalmayı tercih etti, bilahare de Resulullah ile nikahı kıyıldı.
SAFİYE BİNTİ HUYEY (R.A.) KİMDİR?
Safiye (r.a.) validemizin asıl adı Zeynep’tir. O dönemde Arabistan’da reislere düşen ganimet hissesine “Safiye” denilmektedir. Bu kadın da Peygamberimizin hissesine düştüğü için “Safiye” adını aldı. Ana-babası, Yahudilerin ileri gelenlerindendi. Hatta babası Nadiroğullarının reisi, annesi de Kureyza oğullarının reisinin kızıydı. Hayber gazvesinde, babası, kocası ve kardeşi öldürülmüş, kabilesinden pek çok kimse esir alınmıştı. Safiye, İslâm’a karşı aşırı bir şekilde kin ve nefretle doluydu.
Savaş sonrası Resulullah onu kendi nikahına alarak, yumuşamasını sağlamış oldu. Bu evlilikle de Yahudilerin önemli bir bölümüyle akrabalık kurulmuş, onların Müslümanlığı yakından tanımaları imkânı sağlanmış, düşmanların kötü bir kısım emellerinin, önceden bilinmesi kolaylaşmış ve Müslümanlığın sınırları bu vesileyle genişlemeye yüz tutmuştu.
HZ. MARİYE (R.A.) KİMDİR?
Peygamber Efendimiz, İslâm’a davet için hükümdarlara mektuplar gönderiyordu. Bunlardan birisi de Mısır hükümdarı Mukavkıs’tı. Mukavkıs, İslam elçisini güzel bir şekilde karşılamış, Hz. Peygamber’e birtakım hediyelerle birlikte iki de cariye göndermişti. Yolda bu iki cariye, İslam hakkında malûmat sahibi olduktan sonra, İslâm’ı seçmişlerdi. Bunlar Medine’ye varınca Resulullah, Mariye’yi kendisine almıştı. Bilahare onu azad ederek kendisiyle evlendi.
Peygamber Efendimiz’in son evladı İbrahim Mariye annemizden oldu.
ZEYNEP BİNTİ CAHŞ (R.A.) KİMDİR?
Hz. Zeynep validemiz Peygamberlikten 20 yıl yıl önce dünyaya gelmiş, Efendimizin halasının kızı idi. İlk iman edenlerdendir. Asıl adı “Berre” idi. Resulullah onun adını “Zeynep” olarak değiştirmiştir. Babası Beni Esed kabilesinden Burre, annesi Efendimizin halası Ümeyye binti Abdulmuttalib’tir. O, Mekke’den Medine’ye ilk hicret edenler arasında yer aldı. Medine’ye hicret ettiğinde bekardı. Efendimiz onu evlâtlığı Zeyd b. Harise ile evlendirdi. Kısa bir süre sonra boşandı.
Hz. Zeynep’in gerek Efendimizden önce Hz. Zeyd’le evlendirilmesinde, gerekse daha sonra Efendimizin onunla evlenmesinde, diğer hanımlarından farklı olarak Cahiliyet devri adet ve geleneklerini kaldıran hükümler ortaya çıkmıştı.
Peygamber Efendimiz’in evliliklerinde gerek o zamanın münafıkları, gerekse yeni zamanın dalalet ehli tarafından en çok dile dolandrılıp itiraz edilen Hz. Zeynep'le olan evliliğidir. Ayrıca çok önemli hükümlerin ortaya çıkmasına sebep olan bir evliliktir. Bütün bu sebeplerle bu evliliğin nikâhı bir “Akd-i Semavi”dir. Yani bizzat Cenab-ı Hak tarafından kıyıldı.
MEYMÛNE BİNTİ HARİS (RA) KİMDİR?
Meymûne binti Haris’in (r.a.) asıl ismi “Berre” olup, Resulullah tarafından “Meymûne” olarak değiştirilmiştir. Hz. Peygamber’in son evliliğidir. Hudeybiye antlaşmasından bir yıl sonra Hz. Peygamber’le Müslümanlar, Mekke’ye tavaf ziyaretine gitmişlerdi. Bu sırada Peygamberimizin amcası Abbas, Allah Resulü’ne Meymûne’yle evlenmesini teklifi etti. Zira Meymûne, Abbas’ın baldızı olup, nikah yetkisini ona vermişti. Peygamberimiz de bu teklifi kabul buyurarak, onunla nikahlandı. Bu durum karşısında Mekkeliler: “Demek ki, Muhammed hemşehrilerine hâlâ dostluk ve hayır duyguları besliyor.” yorumunu yaptı.
Bu evliliği yaptığında Resulullah, altmış yaşları civarındaydı.

Kaynaklar :

islamdabulusalim
islam ve ihsan





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)