Thread Rating:
  • 18 Vote(s) - 2.94 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Ey Mehdi Askeri! Zikirden Kesilenlerden olmayin (Kar©glanin 15 Temmuz 2017 Vaazi)
#1
RasitTunca-2 

Ey Mehdi Askeri! Zikirden Kesilenlerden olmayin. Şeytanın, Allah’ı anmayı unutturdukları gibi olmayın

(Kar©glanin 15 Temmuz 2017 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

فَسُبْحَانَ الَّذِي بِيَدِهِ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيْءٍ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.

Meali :

İşte O, Sübhan’dır. Herşeyin melekûtu (mülkü ve hükümdarlığı) O’nun elindedir. Ve herşey, O’ ndan cikip, geri O’na dönücüdür.

Sadakallahul Aziym YASİN Suresi 83. ayet


---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

İyi arkadaş, güzel koku satan gibidir. Sana koku sürmese de, yanında bulunduğun müddetçe güzel kokusundan faydalanırsın.

Kötü arkadaş, demirci körüğü gibidir. Üflenildiği zaman ateş kıvılcımları seni yakmazsa, kokusu seni rahatsız eder.

( Hadis-i Şerif , Müslim ve Buhari)


"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

İyi insanlarla gezmek ve iyilerden bahsetmek de nimettir. Çünkü hadis-i şerifte, (Salihler, iyiler anıldığı zaman rahmet nazil olur) buyuruldu. (İ. Ahmed)
Rahmetin sebebi iyi işlerdir. İyi işlerin sebebi de onlara heves etmektir. Onlara heves etmenin âmili de sâlihleri iyi hâlleri ile anmak ve hatırlamaktır.
kötüler anıldığında lânetin inmesidir. Çünkü kötüleri ve kötülükleri çokça anmak, insana kötülük yapmayı kolaylaştırır. Bu da lâneti gerektirir. Lânetse Allah’tan uzak kalmak demektir.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

اسْتَحْوَذَ عَلَيْهِمُ الشَّيْطَانُ فَأَنسَاهُمْ ذِكْرَ اللَّهِ أُوْلَئِكَ حِزْبُ الشَّيْطَانِ أَلَا إِنَّ حِزْبَ الشَّيْطَانِ هُمُ الْخَاسِرُونَ  نَّ الَّذِينَ يُحَادُّونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ أُوْلَئِكَ فِي الأَذَلِّينَ  كَتَبَ اللَّهُ لَأَغْلِبَنَّ أَنَا وَرُسُلِي إِنَّ اللَّهَ قَوِيٌّ عَزِيزٌ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

İstahveze aleyhimuş şeytânu fe ensâhum zikrallâh, ulâike hizbuş şeytâni, e lâ inne hizbeş şeytâni humul hâsirûn. İnnellezîne yuhâddûnallâhe ve resûlehû ulâike fîl ezellîn. Keteballâhu le aglibenne ene ve rusulî, innallâhe kaviyyun azîz.

Meali :

Esteuzubillah

Şeytan onları hâkimiyeti altına alıp kendilerine Böylece Allah’ın zikrini onlara unutturdu. Allah’ı anmayı unutturmuştur. İşte onlar şeytanın tarafında olanlardır(Yani şeytan hizibini yanir ordusnu böyle meydan getirir) . İyi bilin ki,şeytanin hizbi yani şeytanin ordusu, şeytanın tarafında olanlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.
Allah’a ve peygamberine düşman olanlar var ya, işte onlar en aşağı kimselerin arasındadırlar.
Allah, Ana karta kainatin programina “Şüphesiz ben ve peygamberlerim galip geleceğiz” diye yazmıştır. Muhakkak ki Allah; Kavî’dir Şüphe yok ki, Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.

Sadakallahul Aziym MUCÂDELE Suresi 19. 20. 21. ayet

Bizim "salavati kebire" ve "salavati kasr"da okudumuguz salavatin sebebi ve hikmeti bunlara binaendir, yani iyileri anip, onlarin güzelliklerine ve iyiliklerine talip ve sahip olabilmek için, ve yine zikir ile Allahi ve peygamberlerini ve meleklerini anip, onlardan manevi olarak fayda görmek icindir, ruh için uzaklik yakinlik sorun degildir iyi ruhlar anildiklari yerde oiluverirler, ve kötü ruhlarda böyledir, kötülikleri ile beraber, kötü olanlarin yanindadirlar,  yani decal ve hizbi ve şeytan ve hizbi yani.


Peygamber Efendimiz de hadis-i şeriflerinde şu tavsiyelerde bulunmaktadır: “İyi arkadaş yalnızlıktan, yalnızlık da kötü arkadaştan hayırlıdır. İyilerle dost olan, misk satanla beraber olan gibidir. Onun güzel kokusu diğerine bulaşır.

Kötülerle beraber olan da demirci çırağı ile beraber olan gibidir. Onun kiri de diğerine yansır.” (Buhâri, Zebaih, 31, Buyû’, 38; Müslim, Birr, 146; Ebu Davud, Edeb, 16); “Kişi dostunun dini üzeredir. O hâlde kiminle arkadaşlık ettiğine dikkat etsin.”

(Tirmizî, Zühd, 45); “Kişi sevdikleriyle beraberdir.” (Buhârî, Edeb, 96; Müslim, Birr, 165; Tirmizî, Zühd, 50, Da’avat, 98 );

“Mümin müminin aynasıdır.” (Ebu Davud, Edeb, 49);

“Müminler bir binanın tuğlaları gibi birbirini destekler.”

(Buhârî, Mezâlim, 5, Salât, 88; Tirmizî, Birr, 18 )

(Uçurumun kenarında dolaşan, uçuruma yuvarlanabilir.) [Buhari]

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

تَكَادُ تَمَيَّزُ مِنَ الْغَيْظِ كُلَّمَا أُلْقِيَ فِيهَا فَوْجٌ سَأَلَهُمْ خَزَنَتُهَا أَلَمْ يَأْتِكُمْ نَذِيرٌ 

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Tekâdu temeyyezu minel gayz(gayzi), kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye’tikum nezîr.

Meali :


Neredeyse cehennem öfkeden çatlayacaktır! Oraya her bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara, “Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?” diye sorarlar.
Onlar da şöyle derler: “Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve ‘Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir dalâlet içindesiniz  büyük bir sapıklık içindesiniz’ (Yani siz Yalancilardansiniz) demiştik.” derler.

Sadakallahul Aziym MULK Suresi 8 ve 9. ayet

Zikir ceken sofilerimizde Su gibi olma özelligi meydana gelir, ve neyin yanina varsa, neye degse, ondan, ve onun renginden, ve kokusundan, ve şekli ve kabindan oluvermek  gibi bir hal, yani hal sektesi denen bir durum vuku olur, ve öyle olunca, ne ile, kim ile dostluk kurup, ne ile mesgul oldugunuza dikkat edin, yoksa zikirden kesiliveririsniz, ve allahi unutanlardan oluverirsiniz, cünkü hal gecmesi diye bir durum vardir o yüzden

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Kişinin dini, arkadaşının dini gibidir, o halde kiminle arkadaşlık edeceğinize çok dikkat edin"

( Hadis-i Şerif , Hakim)

Kötü arkadaşları terk et. Onlara sevgi duyma, salihleri sev. Yakının bile olsa, kötü arkadaştan uzak dur. Uzak bile olsa, iyi arkadaşlarla beraber ol. Kimi seversen, seninle onun arasında bir yakınlık hasıl olur. Bu bakımdan, sevgi beslediğin kimsenin kim olduğuna iyi bak. Bir sepet sağlam meyvenin içine bir adet çürük meyve koysanız hepsini bozar, bir sepet sağlam meyve o bir çürüğü sağlam yapamaz. hatta bir sepet çürük meyve koysanız  içine bir adet iyi meyva koysanız o iyi çürükleri iyi yapamaz, mehdidinin görevide bundan daha zordur, kötüleri iyi yapmak ancak Allahnin işidir, ancak iyi bir meyva bozulmadiysa, ve birde iyi bir tohum ve cekirdek verdiyse, yine o cekirdekden dikdikce, ekdikce, bir orman kadar, bir harman kadar iyi meydana gelebilir degilmi  ”
o yüzden muhammed yine dedi

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular


“Kıyametin kopacağını bilseniz (kiyameti kopuyorda görseniz) elinizdeki  hurma çekirdeğini (yani fidanı) dikiniz”

( Hadis-i Şerif , Riyâzü’s-Sâlihîn)

Salihlerle beraber olan, onlardan hiçbir şey öğrenemese bile, yedi ikrama kavuşur:
1- İlim talebesinin faziletine kavuşur.
2- Onlarla beraber iken günahtan uzak olur.
3- Evinden çıkışından itibaren rahmete girer.
4- Onlara inen rahmetten o da faydalanır.
5- Onları dinlerken, kendine sevap yazılır.
6- Melekler ondan memnun olup, dua eder.
7- Attığı her adım, günahına kefaret olur.

Allahü teâlâ da ona altı ikramda bulunur:
1- İlim ehliyle bulunmayı ona sevdirir.
2- Âlime uyanlar gibi sevaba kavuşur.
3- O salihlerden birinin şefaatine kavuşur.
4- Günahkârların gittiği yerlerden soğur.
5- O da salihlerin yoluna girmiş olur.
6- Dinimizin emirlerine uymuş olur.

Bir kimse, Peygamber efendimize, (Kıyamet ne zaman kopacaktır?) diye sordu. Ona cevaben, (Kıyamet için ne hazırladın?) buyurdu. O kimse, (Fazla ibadetim yok. Fakat Allah ve Resulünü seviyorum) dedi. O kimseye, (Herkes sevdiği ile beraber olacaktır. Sen de, ahirette sevdiğinle beraber olacaksın) buyurdu. (Buhari)

Hikmet ehli buyuruyor ki:
1- Âlimlerle beraber olanın ilmi artar.
2- Salihlerle beraber olanın, ibadete rağbeti ve günahlardan kaçma arzusu artar.
3- Fâsıklarla [açıktan günah işleyenlerle] düşüp kalkanın günah işleme cüreti artar.
4- Zenginlerle düşüp kalkanın dünya sevgisi artar.
5- Fakirlerle beraber olanın şükrü artar. Bir kimse, bir âlimle dünyayı dolaşsa, âlimden dinine ait bir mesele öğrense, birlikte yaptıkları seyahati boşa gitmiş olmaz. Bir kimse de, âlimlerle, salihlerle beraber olsa, hiçbir şey istifade edemese bile, onların yüzüne bakması, onun için büyük bir nimettir. Çünkü salih Müslümanın yüzüne bakmak ibadettir.

Kötü arkadaş, bir tane olsa da çoktur. İyi arkadaş bin tane olsa da azdır. İyilerle dost olmalı ve sayısını çoğaltmaya çalışmalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Çok dostunuz olsun; çünkü Rabbiniz kerimdir. Kıyamette dostları arasında bulunan kuluna azap etmekten haya eder.) [Şir’a]

(Çok tanıdığınız olsun! Kıyamette hepsi de şefaat eder.) [Şir’a]

(Allahü teâlâ, rıza-i ilahi için bir din kardeşi edinenin Cennetteki derecesini yükseltir.) [İ. Ebiddünya]

(Allah için ahiret kardeşliği yapan, ahirette öz kardeşinden daha faydalı yardımları, o ahiret kardeşinden görür. Allahü teâlâ, ahiret kardeşini çok seveni, o nispette çok sever.)

[Ey Oğul İlm.]

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَكُونُواْ مَعَ الصَّادِقِينَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Yâ eyyuhâllezîne âmenûttekûllâhe ve kûnû meas sâdikîn

Meali :

Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla iyilerle beraber olun.

Sadakallahul Aziym TEVBE Suresi 119. ayet 

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاء مِن دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِندَهُمُ الْعِزَّةَ فَإِنَّ العِزَّةَ لِلّهِ جَمِيعًا

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ellezîne yettehızûnel kâfirîne evliyâe min dûnil mu’minîn(mu’minîne. E yebtegûne indehumul izzete fe innel izzete lillâhi cemîâ.

Meali :

Esteuzubillah

Müminlere düşmanlik etmek için (ittihaze etmek için) kâfirleri dost edinenler varya(şeytan ve hizbi ve Deccal ve hizbi gibi). İzzeti ve şerefi  onların yanında mı arıyorlar? Oysa muhakkak ki izzet ve şeref, tamamen Allahla beraber olanlar ( yani muhammed ve ashabi gibi ve yine mehdi ve cemaati gibi iyiler) topluluguna  aittir.

Sadakallahul Aziym NİSA Suresi 139. ayet

iyilerle beraber olacagiz, ve fakat iyi olsan, en iyi olsan, seninde bir zayif ve kötü tarafin, yani gülün bile dikeni olur degilmi, öyle olunca, sevdiginide garerince sev, yani ne demekdir bu, yani seviyorsun tamam amma, sevdiginin herşeyinide alma öyle, yani sadece iyi ve güzel huylarini al, kötü ve cirkin olan bazi halleri olabilir, onlari es gec, ve bin iyiligin yanindaki bir kötü halini el alipda, onuda yerme, gül dikensiz olmaz, mümin hatasiz olmaz, beşer şaşar degilmi, günah bizlerin ders alip iyi ve iyiligi secmemiz için konmuş sinir taşlaridir, sinir taşlarini gördükce yolumuzdan devam etmeye calişmak müminin almetidir. işde yani mesela kiraz seviyorsan, tamam kirazi sev ye, amma allah kirazin icinede cekirdek ucunada sap koymuş, sapini ve cekirdgini kopar ayir kenara koy, cekirdeginide yeme bazen cekirdegide yenebilenelr vardir elbet, kilciksiz hamsi sanki, yani öyle olunca  herkes kilciksiz hamsi ariyor, amam hatasiz kul olmaz, dikensiz gül olmaz, o yüzden sen ari gibi ol,  ari cicege konar, o ne yapragini koparip yer, ne sapini, o ciceigin özü olan balini alir, ey mmüin ey mehdi askeri sende bizi severkende garerince sev, bazi kötü huylarimizi ve kötü hallerimiz olabilir, sen onlari örnek alma, onlar bizim dikenimiz gibidir, boyunumuzu egmemizi saglayan kusurlarimizdir, yoksa günahsiz olsak, Allah muhafaza firavun gibi tanriliga kalkar insan degilmi, o yüzden günahimiz boynumuzu egdiren yermizdir. sen onu alma elbet seninde boynunu egdiren, bir başka halde sende mevcuttur, sen seininki ile boyunu egde firavun gibi olma. ve altin camura düşdüyse, sen onu camurlu camurlu alip cebine koyma, yika sonra cebine koy ki, cebin batmasin, bizide öyle hatalarimizla alma, sen iyi olan yönlerimizi örnek al, biz bazen camura batsakda, Allah gayret verir, sonra yine yüze düzlüge cikariz, sende gayret et, adem gibi günahdan sonra tevbe etmesini ögren ki onlar dedilerki :

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

قَالاَ رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنفُسَنَا وَإِن لَّمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim


Kâlâ rabbenâ zalemnâ enfusenâ ve in lem tagfirlenâ ve terhamnâ le nekûnenne minel hâsirîn

Meali :

Esteuzubillah

“Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.”

Sadakallahul Aziym Araf Suresi 23. ayet

Tevbinin ikinci makbul ve elzem olan yeri günahdan sonra, aklimiz başimiza geldigi ilk anda hemen tevbe edivermek, yani acili yemek yerken, ardina yogurt yemek, ve onun acisini izala etmek gibi, yoksa su icmek onun acisni ve hareretini kesmez, yani rahmetin söndüremedigi yangin varmidir, ve evet rahmet yani su biber acisini dindiremez söndüremez, sadece bir an keser amma, sönmez o aci ve hararet, halbuki yogurt onun acisni keser . yani öyle günahlar vardrki, onlari tevbe bile kurtarmaz, ancak nuru ilahi lazimki, onu ( o günahkari) tekrar eski haline getirsin alevini söndürsün.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِنَّ الدِّينَ عِندَ اللّهِ الإِسْلاَمُ وَمَا اخْتَلَفَ الَّذِينَ أُوْتُواْ الْكِتَابَ إِلاَّ مِن بَعْدِ مَا جَاءهُمُ الْعِلْمُ بَغْيًا بَيْنَهُمْ وَمَن يَكْفُرْ بِآيَاتِ اللّهِ فَإِنَّ اللّهِ سَرِيعُ الْحِسَابِ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

İnned dîne indâllâhil islâm, ve mâhtelefellezîne ûtûl kitâbe illâ min ba’di mâ câehumul ilmu bagyen beynehum, ve men yekfur bi âyâtillâhi fe innallâhe serîul hısâb.

Meali :

Esteuzubillah

Muhakkak ki Allah'ın indinde dîn ve deyn yani dünya , İslâm'dır ( ve ya hani sag salim deriz ya yani dünya sag kalabilenlerindir). Kendilerine kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki hased sebebiyle ihtilâfa düştüler. Ve kim Allah'ın âyetlerini örterse (inkâr ederse)(bunlar incildekilerde olabilir tavrattakilerde olabuilir kuranadkilerde olabilir), o taktirde, muhakkak ki Allah, hesabı çabuk görendir.

Sadakallahul Aziym ÂLİ İMRÂN Suresi 19. ayet 

Deniyorki bu ayete meal verirken :" Allah katinda din, yalnizca  bir islamdir. gayrisi  yok" manasi veriliyor  be mealci ,be tefsirci  saftrik ah mak adam, ayeti iyi oku, ne diyor burda eger din bir islam olcaksa madem, isayi peygamber yapip gönderen benim babammi, yie incilde gönderdgi ayetler ve ve onlarin hükmü olan dini babammi icad etti peki?  dini bir islamda a man yak adam, yani yine musaya inen tevrati babbami yazdi icad ettti saftrik müslüman ha,  din bir islamdir manasi verilirmi bu ayete saftrik müslüman, din bir islamda isanin dini kimin dini, musaninkin kimin dini demek yokmu? onlar kilif uydurmuşlar neymiş muharref dinlermiş, hay senin hoca gibi alim gibi başina taş yagsin emi, yani bak diyor rabbimiz bu konuda senin dinin benim deynim diye ihtilafa düşdü insanlar, oyaski allahin ayetlerini inkar edenlerin hesabini cabuk görür Allah diyor. yani isa ninki de din musaninkide muhammedinkide din,  amma tabiat farkli, cibilliyati farkli inslara, farkli hüküm ve hukuklar sadece onlar, bazi genel kurallar aynidir amma, mesala bugday ekimde ekilirken, dometes fidesi  bahardan biraz önce dikilir, yani mesela evinde camin önüne belki, yada serada yetişcek ise, belki ocak şubat gibi dikersin, sonra mayisda da onlari sereya yada tarlaya alirsin, yine bugday için olcak bakim, domates için ayni degildirki, sulamasi farkli, meyvasi farkli, yemesi farkli, insandaki yaptgi görev farkli degilmi? o zaman isa ümmetide bir grup ve ümmet ise sanki müminler inekler keciler koyunlar grubuysa, onalrda belki şarap icen domuz yiyenler grubu, son yemekden evine götürüp  yiyipde domuz olanlar gibi bir ümmet, ve grup ve cibilliyatda onlar sanki. aralarinda tabiki inek ve dana olan köpek olanlarda olacak, cünkü kitmir isa askeriydi, yani isa askerleri olan kehf ashabinin  köpegi olan askeriydi, yani öyle olunca, kimler hangi grupdan ise, onlara inen kurallar onlara göre, köpege verilen, kediye verilmez, kediye verilen inege verilmez, inege ot kediye köpege  et verilir degilmi, köpegin boku, ters yani gübre yerine gecmez iken, inegin tersi gübre yerine gecer, degilmi, faydali varliklarda derecesine göre yani, müminlik ve iman dereceleri fayda verdiği derece ile, ne kadar faydali ona bakar.  sadece yanina gelene kokusu faydali olan mümin ile ,  halbuki bazi müminler varki biribirnden binler kilometre veya zaman arlagi ile fersah fersah uzak amma, o öbürüne haala fayda verebilir. nitekeim muhammed bekaya göceli binler sene oldu daha hala insanliga ve müminlere faydali ve fayda verir. yani imanin derecesi senin hangi cibilliyatta oldugunu tespit etmemize yarar.

bir dahaki haftlalara  tefekkür sorusu "isaya isa isimini kim verdi, isa demek ne demek" biraz tefekkür ediniz .

hani ölüme cok yaklaşanlar bir işik gördüm diyorya, ve yine hani bir laf vardir yeni dogan cok cocuklu insanlar için couklari için "işigi gören geliyor" deniyorya, yani iki işik, biri ölürken işik görüyor, biri dogarken işik görüyor, o zaman bu işik, hamile kadinda rahmin suyunu birakip acildigi anki rahimden iceri giren işikmi yani, bir dünyadan bir dünyaya, yine  anneden başka bir anneye gecişmi acaba demek yokmu?....

---------------------

Ahmet Hulusi amca ve hulusi tarikati sevenleri ve birde adnancilar dünya hologram dünya diyorlar, yani demek istiyorlarki, dünya diye bir yer yok, sadece beynin senin öyle saniyor yani matrix filimindeki matrix denen yer gibi diyorlar öylemi peki

ELCEVAP:
Hani biz diyoruz ki : herşeyin bir frekenai var, kuranin ebcedi, duanin, ayetin, yaptigin işin, müzigin, fizigin bir frekansi var, işde bilgisayarda bunlari göstermek ve veya müzik calmak, veya video göstermek için, bir ve sfirlarin yanyana gelmesinden oluşuyor dedik, ve deccalinda bunlari ters cevirip yani kehrwertini alarak ,iyiyi kötüye cevirdgini yazdik söyledik ya , bizde de yani bir frekans sistemi var, metemetisel veyahutta metrixel bir dünya var, ve fakat eger dünya gercekde olmasa idi, sadece beynimiz öyle algiliyor olsa idi, beyin ne o zaman, beyinin calişmasi için  enerjiye, enerji için şekere ihtiyac var, şeker için pancara, bal a börege ihtiyac var, o zaman beyinin bir sinyali algilamasi için, karpuz lazim, dometes lazim, eger dünya gercekde yoksa, dometes nerden gelcek karpuz nerden gelcek pekide, beyin algilayacak demek yokmu? o sadece insanin boyutlarindan birisi, algi boyutu , beyinin  algi mekanizmasi yani kodu programi, sadece metrixel calişiyor, ciger öylemi degil, yine böbrek öyle degil, sadece beyin metrixel calişiyor, yine mesela burun koku ile algi yapyiyor, yani kitmir sistemi, köpek sistemi, yani dünya öyle hulusi babanin dedigi gibi halogram falan degil yani. şeriat halbuki oruc tut zekat ver diyor, eger oruc tutmak için yememek, sonra iftar için akşamda yemek lazimsa, yemek ne o zaman, halogram olurmu, şeriat dünya ile alakali kisim işde, metrixel degil yani, fakat sevap günah ne, onlar ancak metrixel kod ile algilanabilir yani, yin cibiliyat ne, bizim cibilliyatimiz olan hayvan ile, bagimizi hangi bag ile bagli, biz yerken o ne yapiyor, cünkü bir kedinin ömrü belki 20 25 sene, amma o 25 senede bütün ömrü tamam ediyor, insanin ömrü misal ile doksan sene olabilir, ve ciblliyati kedi olan birisinin  kedisi 23 senede belki bu doksan seneyi tamam ediyor, yani muahmmede peygamberlik geldikden sonraki 23 sene gibi, amma bir bag var, onun cibilliyati olan ruh ile bir bagi var, fakat hangi sistem ile yani,  işde Allah ceşitli sinyal sistemleri algilama metodlari halketmiş, farkli farkli boyut ve emmareler yani, o yüzden, 124 bin alemden bahsedilir ve denirki "124 bin alemin muhammedi"  sen hangi alemdeki raşidi soruyon bana demek lazim, bitki olan raşidimi, hayvan olan raşidimi, kuş olan raşdimi, cicek olan raşidimi, bebek olan raşidimi, baba olan raşidimi, belkide bir başka hal, anne olan da olabilir degilmi, her halden biraz biraz tadiyorsa insan, tekamül icinde rahim ismini atmak olmaz degilmi, yani isimlerde esmalarda seyahat böyle işde, berber olan raşit, tirci olan raşid, kadastro tapucu raşid, hakim olan raşid, ve biz işde bu levelemizde yani bu seferki misyonumuzda Adalet yüksek okulunda bir sene okuduk, amma işde Allah mehdiye her meslekden ögrettigi için, "damdan düşenin halinden, damdan düşen bilir", hikmeti geregi bize Allah, hakimlik, savcilik, avukatlik, ve noterlik, ve ateşelik, mali bakanlik, derslerini işde bu bir senenin icinde  rar paketi gibi paketleyip bir nebze sundu, garerince yetcek kadar ögretti, cünkü bu okul hizlandirilmiş bir egitim, ve hukuk fakültesinde dört senede görülen  dersler, işde toplam bir senenin icinde görülüyor yani, mesela medeni hukuk dersi, hukuk fak. 4 de iken biz birinci sinifda ki iki dönemde onu okuyup bitiriyorduk, yine ceza hukuku 3 ve dördün dersi, biz ceza hukukunu ikinci  semesterde okuduk bitidirik, yine hukukun axtrasi olan noterlik dersi onuda okukduk bitirdik , yine katiplik dersi daktiloyu okuduk, yine mailye dersi,  yani hizli egitim işde, yani öyle olunca aynen mehdide bir kedinin bir 90 senelik  yada 63 senelik bir insan  ömrünü 23 senede tamam etmesi gibi, mehdide bütün ilimleri bu ömrüne sigdirmak zorunda, cünkü eger sona kalcak,  ve fatiris semavati yapilcagi, kainatin yok edildikden sonra tekrar acilcagi zaman, bütün kainatin icinde olmasi gereken asil meyva ve , cekirdek ve yaratilşin gayesi o ise, kainatin meyvasi  o ise, o zaman onun icine ayni nuhun gemisi gibi bütün iilmiler, dinler cibilliyatlar sigmak zorunda degilmi, son asker son iyi asker  "The Last Man".  ve decalda son kötüleri barindiran cekirdekdir yani.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَاخْفِضْ لَهُمَا جَنَاحَ الذُّلِّ مِنَ الرَّحْمَةِ وَقُل رَّبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَانِي صَغِيرًا

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Vahfıd lehumâ cenâhaz zulli miner rahmeti ve kul rabbirhamhumâ kemâ rabbeyânî sagîrâ.

Meali :

Esteuzubillah

Onlara (Anne Bababana) merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: “Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı ikisine de merhamet et.” de.

Sadakallahul Aziym İSRÂ Suresi 24. ayet 

Bu ayette deniyorki "De ki o ikisine aci merhamet et" yani eger Allah aciyip merhamet edecekse o zaman bizim dememizin anlami ne o zaman, ve yine ayetin baş tarafinda ise onlara yardım ve tevazu kanatlarini indir deniyor, yani bizim hem fiili ve hemde gaalen yapmamiz gereken bir dua ve fiilmiş, yani öyle olunca, yani peki bizim dememizin ne gibi bir yaptirimi var demek yokmu? diyorki mehmet okuyan hoca zikir ve tesbih cekmekle falan bişey olmaz, fiili olcak dua ve zikir fiili olacak diyor, bundaki mana ne anlamamiş, ve Allah eger bizden sadece fiilen gidip anne babamiza merhamet edip, yardım edip  onlar yaşlaninca, onlarin bakimini yapmamizi emredip isteseydi, bunu acik acik demezmiyidiki, gidin ve ananiza babaniza yardım edin, bakin demezmiydi, oysaki diyorki : "rabbim o ikisine merhmet et" deyin diyor. bunu zikredin diyor. "de" demek zikredin demekdir ve biz raşidi tarikati zikirimize bunu aldik.
demin dedikya senin124 bin yani  binler versiyonun var sen hangi raşidi soruyon dedik, yani sen belki anana babana bakacan amma, annenin ve babanin yeni versiyonu var, onlar o işigi görüp yeniden dogdularsa, eger tekamüllerini daha hayattayken tamamladilarsa, bir defa daha dogmuşlar demekdir, öyle olunca, onlara demek sadece o ikisine degil, belki senin babanin ismi ahmetti ,ve senin cocugun oldu ve isimini yine sende ahmet koydun, yani baban yeniden dogdu demek olmazmi, yani allah o ayetteki  hüma zamirini sadece ikisi demek için kullanmamiş, yani hüma coook ca o ikiliye aci merhamet et demekdir. yani öyle olunca, ve tevaziu kanadini indir demek, yani işde o annen baban eger vefat etdiyse sen sonra isimni koydunsa artik onlara merhamet edip aciyp koruyup gözetcek rabbi ve mürebbisi sensin l a n.  onlar sana cocukken bakdi,büyüttü, şimdi sen onlara onlarin cocukluk hallerine merhmet et bak demek yani bu, yine onlarin birde hayvan olan cibliyatlari var, onlarin ve senin cbilliyatin olan hayvanin sahibi olan kimseyi sen taniyonmu, kimin evindeler, kimin ahirindalar, yada kimin ormanindlar  demek yokmu! Onlari sen bilip bulup onlara merhmet edebilirmisin, Ancak onlar nerde sahibi kim Allah bilir,san düşen görev ise " vegul rabbirhamhüma, kema rabbeyani sagiyra " demek  kalir ancak . cünkü allah onlarin sahibi olan kimseye merhmet ve vicdan verise allah ancak o zaman işde  o bir köpekse merhametli ve müvafik iyi bir sahip ise, ona iyi bakip merhamet eder, yoksa sen ne bilcen nerdeler ve ne haldeler degilmi, yine kuş hali, kurt hali, böcek hali, balik hali, yani bir insandan 124 bin tane var demekdir bu, sen onlarin sadece bir kendini ve anen ve baban olani biliyon, gerisini biliyonmu, peki hangi cicek onlar, hangi agac onlar biliyonmu, bilmiyon, ne yapcan oziman, "ve gul rabbirhamhüma" diye zikretcen o zaman, Aallah aciycak onlara, hangi Allah o sahibin olan Allahin, ve bizim zikirimizde "es elüke" duamaizde ne deriz işde, yani "ve sahiben müvafikan"  yani vefali bir sahip nasip et, yani kitmirin sahipleri gibi vefali,  yahut sen kitmir isen, bu sefer yine sen vefali oll sahiplerine, yani  yedi uyuyanlari bekle ki Allah sanada cennet nasip etsin, cünkü kitmirin sadikligi ve o güzel ahlaki, onu cennete dahil etcek olan yüce bir ahlak, yani cennete girmenin tek yolu gökcek ahlak, güzel ahlak ve muhammed dedi :

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

“Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.”

( Hadis-i Şerif , Muvatta, Hüsnü’l-Hulk, 8; Ahmed b. Hanbel Müsned  2/381,Mâlik)

yani öyle olunca

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Kişi sevdiğiyle beraberdir!.."

( Hadis-i Şerif )


Enes bin Malik (ra) der ki: Bir adam geldi ve Resul-i Ekrem Efendimiz’e (asm):

kıyamet ne zaman kopacak diye sordu. Peygamberimizde : "Kıyamet için ne hazırladın ki onu bekliyorsun" deyince, o sahabi dedi ki: "Ya Rasûlullah, ben çok namaz kılan, çok oruç tutan ve çok çok sadaka veren biri değilim. Fakat Allah ve Rasûlünün sevgisi kalbimdedir." Bunun üzerine Allah’ın Rasûlü şöyle buyurdu:
"Kişi sevdiği ile haşr olunacaktır, kişi kimi severse kıyamette onunla beraber olacaktır."
Hz. Enes (ra) diyor ki: "Bu sözden sahabe-i kiram o kadar çok hoşlandılar ki hiçbir sözden bu kadar hoşlanmamışlardı." Nasıl hoşlanmasınlar ki, peygamber sevgisi onların damarlarına, kanına girmişti.
Hz. Ali'ye, "Siz Rasûlullah'ı (sas) ne kadar seviyordunuz?" diye sorulduğunda, o şu cevabı vermişti:
"Rasûlullah bize malımız, mülkümüz, çoluk çocuğumuzdan, anamız ve babamızdan daha sevgili idi. O'na çölde susadığımızda soğuk suya duyduğumuz arzudan daha çok arzu duyar, daha çok severdik."

öyle olunca seven sevdgini cokca anar, zikreder teleffuz eder, iki lafindan biri o olur degilmi, evde, carşida, yatakda, yorganda, işde, aşda, heryerde ayten var, saatler ayteni beş geciyor olur degilmi, öyle olunca, ben şaşarimki Allahi cok sevdigini söyleyipde Alaahin güzel isimlerini fillerini günde cokca anmayan  zikretmeyene, yine muhammedi sevdigini söyleyipde, onu her gün cokca anmayan, yine isa yi sevipde, bir defa isa ya salavat getirimeyene, yine mehdi arayipda mehdiye salavat getirmeyene şaşarim, ve biz işde yine zikirimizde "onlar ayakda otururken ve yanlari üstü, yani yatarken, allahi anip zikrederler" ayetini okuruz yan gelipde zikir degilde fiilmi olur yatgi yerden iş tutan dammi olur ey mehmet okuyan hoca naasil fiiil olcak bu , ve yine yani bu gökcek ahlaka ulaşmak için, yani allahi anmak demek "allah" zikiri ckemk demekdir yine biz zikirimizde esmlari ve allah zikrini cekeriz, yine muhammedi anmak, muhammede selavat getirmekdir, yine isa yi sevmek isa ya salavat yani öyle olunca, bizler neden cokca salavat ederiz? onlarin manevi gücü ve gökcek ahlaklari bizimle olsun diye, seven sevdigi ile bereberse, onlari cockca anar isek, kitmir gibi, onlara cennete gircekse, belki bizide onlarin yanindaki bir kitmir bile olarak halketse Allah, onlarin evinin köpegi bile olsak, yani başka bir cibilliyatimiz, onlarin belki köpegi, belki caminin önüdeki saksisindaki cicegi, belki bahcesindeki armut agaci oluveririz inşallah, yine mehdi hayatta ise onun taragi olmak, tasi olmak, arabasinin  kapisi olmak gibi yani, yine yemek yedigi tabagi, catali olmak gibi kahve fincani gibi yakininda olmak yani

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

رَبِّ قَدْ آتَيْتَنِي مِنَ الْمُلْكِ وَعَلَّمْتَنِي مِن تَأْوِيلِ الأَحَادِيثِ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ أَنتَ وَلِيِّي فِي الدُّنُيَا وَالآخِرَةِ تَوَفَّنِي مُسْلِمًا وَأَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ


Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Rabbi kad âteytenî minel mulki ve allemtenî min te’vîlil ehâdîs(ehâdîsi), fâtıras semâvâti vel ardı ente veliyyî fîd dunyâ vel âhırati, teveffenî muslimen ve elhıknî bis sâlihîn.

Meali :

Esteuzubillah

bir nevi bu ayeteki

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَأَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ


ayetin anlami yani "Allahümmahşurna fi zümretissalihin" Allahım! Bizleri Salihlerin gurubuyla haşret anlamına gelir. ve yukardaki ayet bizim tariqatimizin zikirlerindendir yine
yani öyle demek olurki, yani yeniden toplanip dogacagimiz zaman mesala müslaman bir devlette dogarsak, en azindan müslümanlar arasinda haşretmiş olur, ve yine eger mehdi hayatta ise, onunla ayni vakitte yaşamak, bir de mümin veya müslüman olmak, birde onu bilmek, ne büyük bahtiyarlik degilmi, işte eger siz bu duayi önceki versiyonunuzda işigi görmeden önce ,cok okudunuzsa, mehdi vaktinde, belki onun caydanligi, bahcesindeki gül, yatagindaki yastigi oldunuz demekdir, cünkü salihlerle haşret dediginizi için, allah size son gemide yer verdi,  kiyametten önceki son gemiye bir bilet ve  peygamberin sözü ile

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

“Ehl-i Beytim Nuh’un gemisi gibidir, ona binen kurtulur, uzak duran boğulup helâk olur.”

(Hâkim, Müstedrek, III, 151; Ahmed, Müsned, III, 157; Tabarânî, el-Kebîr, No:2636-2638.)

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem yine Buyurdular

“Rabbim bana, Ehl-i Beytim içinde kim Allah’ın birliğini ve benim peygamberliğimi kabul ederse ona azap etmeyeceğini vaadetti.”

(Hâkim, Müstedrek, III, 150.)

Rabbim mehdi askerine, son gemiye,  Mehdi gemisine binip kiyamate kadar, ondan ayrilmamayi nasip etsin.


--oOo---


للَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! ''


وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve

etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 15 Temmuz 2017 Cumartesi

Original Kar © glan






Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)